Seçim sürecinin yarattığı iklime ve mültecilere, Kürtlere, kadınlara, LGBTİ+'lara yönelik nefret söylemlerine dair açıklamamızdır.
İşverenlerin, işten çıkarmayı, pandemi koşullarında olası talep ve ihtiyaçlara karşı kendince bir tehdit ve cezalandırma yöntemi olarak kullanmaları ile mücadele edilmelidir.
Rabia Naz’ın ölümüyle ilgili hakikati ve adaleti istiyoruz!
Çocuklarımızı korumak için adalet!
Rabia Naz için, çocuklarımız için, hepimiz için adalet!
Herhangi bir etik ihlali, ortaya çıkarmayı ve görünür kılmayı, mesleğimizi ve meslek etiğini savunmanın bir gerekliliği ve aynı zamanda istismara maruz kalmış kişilerle dayanışma yolu olarak görüyoruz.
Üzülerek görüyoruz ki, bu açıklamalar, psikoloji alanındaki güncel bilimsel bilgilere dayanmayan, transfobik ve ayrımcı nitelikte açıklamalardır.
5 Mart 2017 Pazar 10:00-18.00
Yer: Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST)
Çocuk Cezaevleri Kapatılsın Girişimi olarak, bir kere daha hapishanede yaşamını yitiren bir çocuk hakkında açıklama yapmaktan dolayı büyük utanç, öfke ve üzüntü duyuyoruz.
14 Mayıs 2016 Cumartesi / 10:00-18:00
Çocuk evliliklerine mahkemeler tarafından verilen izinlerin yarattığı hak ihlallerinin önlenmesi için; çocuğun insan haklarıyla ilgili çalışan örgütlerin kısa, öz ve ortak açıklamasıdır.
20 Nisan 2016 Çarşamba, 9.00
Karaman Ağır Ceza Mahkemesi
Türkiye hükümetini, vicdan, ifade ve örgütlenme hürriyetine ilişkin temel demokratik özgürlüklere saygıyı ve ihlal edilen bütün hakların iadesini temin etmeye çağırıyoruz.
Psikoloji ve psikiyatrinin kadına ve travmaya bakışı da tarihselliği içinde ele alınmalı elbette. Eğer Vietnam Savaşı’nın sonlarında gelişen savaş karşıtı hareket olmasaydı, savaşan “kahraman” erkeklerin savaş nedeniyle psikolojilerinin bozulabileceği düşünülemezdi dahi.
LGBTİ’lere yönelik nefreti kampanya haline getirmek, üzerinde “lezbiyenim, biseksüelim, transım” yazan bir görselin kaldırılması için başlatılan bir kampanyaya aracı olmak düşünce özgürlüğü değildir.
Biz çocuk ve insan hakları örgütleri, sendikalar, meslek örgütleri, akademisyenler, sanatçılar, milletvekilleri, gazeteciler, kadın ve LGBTİ örgütleri, öğrenciler, sivil inisiyatifler, siyasi parti ve oluşumlar olarak ülkemizde 7 Haziran’dan bugüne devam eden çatışma ortamının acilen son bulmasını istiyoruz.
Barıştan yana taraf olanların sesinin daha çok çıkması başka insanların, çocukların ölmemesi için şarttır.
Son olarak beşinci buluşmayı yine İstanbul’da gerçekleştirdik.
Gerçekleştirilmesi engellenen Onur Yürüyüşü öncesinde, polisin engellemek istemesine rağmen yaptığımız basın açıklamasının metinlerini burada bulabilirsiniz.
TODAP üyesi Burcu Çolak'ın bir yazısını paylaşıyoruz.
ODTÜ'de yapılan 3. buluşmanın raporunu burada bulabilirsiniz.
İkinci forumu 7 Mart 2015 Cumartesi günü İzmir’de, Türkan Saylan Alsancak Kültür Sanat Merkezi’nde düzenledik.
Bu durum açık bir şekilde, insan haklarının ve bunun yanı sıra bilimsel/ mesleki standartların ciddi ihlali anlamına gelmektedir.
Üyemiz Baran Gürsel'in Praksis dergisinde yayınlanan bir yazısını sizinle paylaşıyoruz.
Kapitalizm, paternalist kurum ve ilişkilerle de bütünleşerek çocukluğun içinde deneyimlendiği koşullar ve çocuklar üzerinde çok sayıda olumsuz etkiye neden olmaktadır.
Psikoz tanısı almış ya da alabilecek kişilerin durumunu tartışmak psikologlar ve psikoloji öğrencilerinin bu durum hakkında ne yapabileceği üzerine de düşünmeyi içeriyor.
İndirgemeci ve damgalayıcı bir yaklaşımla kullanılan psikoloji bilgisinin ne kadar tehlikeli olabileceğini biliyoruz.
Hayvan Koruma Kanunu'nda yapılması planlanan değişikliklerle ilgili TODAP üyeleri Özge Kanlı, Umut Şah ve Burcu Çolak tarafından yazılan metni aşağıda paylaşıyoruz.
Başka bir çalışma, bilim ve uygulama alanı, başka bir meslek örgütü, başka bir dünya mümkün.
Prof.Dr.Selçuk Candansayar ile yaptığımız Ruh Sağlığı Alanında LGBT Bireylerle Çalışmak konulu söyleşi notlarına buradan ulaşabilirsiniz.
Psikoloji alanında söz söyleyenlerin yaklaşımları değişmedikçe psikoloji bu vicdan sisteminin işlerliğine katkı sağlamaya devam edecektir.
Biz Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP) olarak cinsel istismara karşı devlet-erkek dayanışmasına ve güvencesizliğin yarattığı haksız işten çıkarılmalara karşı tepkimizi ortaya koyuyor, kamuoyunu bu konuda bilgilendirme görevimizi yerine getiriyoruz.
Yeni mezun arkadaşlarımızın da aramıza katıldığı bu dönemde, biz psikologların tanımsız ve güvencesiz koşullarda çalıştığı alanlardan biri olan psikoteknik değerlendirmede yaşanan bazı sorunlardan bahsetmek faydalı olacaktır.
Üyemiz Baran Gürsel'in Kampfplatz dergisinde yayınlanan Sınıf ve Psikolojisi İlişkisini Yeniden Kurmak adlı yazısını aşağıda paylaşıyoruz.
Psikoloji toplumsal ve nesnel etkenlerin gizlendiği bir görünüşün pozitivist şemalarla ifade edilme pratiği haline geldi. Bu durumu anlamlandırabilmek açısından bu kitap elzem bir okuma olabilir diye düşünüyorum. Alt başlığı ‘Adlerden Laing’e konformist psikolojinin elştirisi’ olan bu kitapta Jacoby, Freud’un devrimci yönünün unutturulmasını psikolojinin konformist bir anlayışla kurgulanmasına dayandırıyor ve bu durumun sonuçlarına dikkati çekiyor. Jacoby aslında bir tarihçi, ama bu kitabın derdi psikanalizin tarihsel gelişimini anlatmak değil. Psikanalizin, daha çok da marksizmi ve psikanalizi yan yana getirmeye çalışan kuramların konformizme yenik düşme sürecini anlatmak. Temel argüman şu: psikanalizi unutmayı seçtik çünkü psikanaliz rahatsız ediciydi.
Son günlerde mail listelerinde dikkati çeken "Eğitim Kurumunda Cinsel İstismar" olayı hepimizde büyük bir öfke yaratmış ve bu tip olaylardaki mesleki ve etik sorumluluklarımıza ilişkin bir tartışma başlamasına yol açmıştır. Farkındayız ki kadınlar, çocuklar, engelliler, yaşlılar gibi toplum içerisinde dezavantajlı konumlarda kalabilen gruplar; söz konusu ihmal ve istismara daha açık olabilen öğretmen-öğrenci, doktor-hasta, psikolog-danışan gibi ilişkiler olduğunda daha da fazla ihmal, istismar ve kötü muameleye maruz kalma riski taşımaktadırlar.
14 Mayıs'ta Ankara'da* ve 18 Mayıs'ta İstabul'da** yaptığımız basın açıklamalarının metinlerini aşağıda bulabilirsiniz.
TODAP Çeviri Grubu'nun kolektif ürünü olan Eleştirel Psikoloji kitabının tanıtım yazısını ve çeviri ekibinin önsözünü aşağıda bulabilirsiniz.
Üniversite giriş sınavında psikoloji bölümünü tercih edeceklere açık mektubumuzdur.
Vicdani Retçi Enver Aydemir 24 Aralık 2009 tarihinde gözaltına alındıktan sonra Maltepe Askeri Cezaevinde işkenceye maruz kalmış ve daha sonra Emre İtaatsizlikte Israr ve Firar suçlarından 5 ayrı davada yargılanmıştır. Yargılamasının yapıldığı Eskişehir’de, duruşma sonrası yapılan basın açıklamasından dolayı Halil Savda (Yazar), Mehmet Atak (Oyuncu-yönetmen), Fahri Fatih Tezcan (Yazar), Ahmet Aydemir (Enver Aydemir'in Babası) ve Davut Erkan (Avukat) hakkında Halkı Askerlikten Soğutacak propaganda yaptıkları gerekçesiyle (TCK 318. Madde) iddianame hazırlanmış ve 5 kişi hakkında dava açılmıştır. Davanın ilk duruşması 21 Nisan 2011 Perşembe günü saat 09:30’da Eskişehir 4. Sulh Ceza Mahkemesinde görülecektir.
Psikologların meslek yasasına dair Sağlık Bakanlığı’yla yürütülen görüşmeler ve bu konudaki son gelişmeler hakkında Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği Girişimi olarak bir metin ve bir eylem planı oluşturmaya karar verdik.
14 Mayıs Cuma günü, Mersin İnsan Hakları Derneği önünden Taş Bina'ya kadar siyasi partiler ve sendikaların da desteği ile, İHD ve TODAP olarak 80 kişinin katıldığı bir yürüyüş düzenledik. Ardından bir basın açıklaması yaptık.
Geçtiğimiz günlerde birçok psikologun gündeminde, işyerindeki sıkıntılar, işten çıkarmalar, taşerona bağlı çalışmanın getirdikleri ve güvencesiz çalışma koşulları vardı.
Anormal ve Klinik psikoloji ile ilgili bu yazıda, psikolojik teşhislerin ve müdahale şekillerinin adil olmayan sosyal durumları nasıl pekiştirdiğine; ve beyaz, orta sınıf Kuzey Amerika’lılardan yola çıkılarak varılan normların diğer topluluklara nasıl dayatıldığına değinilecek. Aynı zamanda “İyi hayat” ve “İyi toplum” nosyonlarına yaslanarak bireyselliğin, bir kurtuluşmuş gibi sunulması da aynı eleştirel çizgide ele alınacaktır.
Bilginin alınıp satılabilen bir meta olmaması gerektiğini, herkes için ulaşılabilir olmasını ve meslektaşlar arasında paylaşılmasının etik bir görev olduğunu düşünüyoruz. Bütün bu düşünceler doğrultusunda kongrelerin ücretsiz olarak düzenlenmesini talep ediyoruz.
Büyükşehir belediyesinin geçtiğimiz seçimlerde başta AKP’nin oy kaynağı olmuş beldeler olmak üzere birçok beldede açtığı Kadın Aile Sağlığı merkezleri psikologların da meslek tarihleri boyunca basına yansıyan ilk direnişlerine tanıklık etti.
Bu metin, Türk Psikologlar Derneği’ni, kuruluş amaçlarına uygun şekilde, dernek üyeleriyle birlikte işleyen bir kollektife dönüştürmek amacıyla yapılmış tespit ve önerileri içermektedir.
Cinsel Saglik Enstitusu Dernegi CISED ve genel baskani Cem Kece’nin, escinselligin tedavi edilebilir bir hastalik oldugunu iddia eden argumanlarinin yer aldigi roportajlar ve bu yonde yayinladigi kitaplar, toplum icerisinde ve cesitli kurumlarda hâlihazirda yerlesIk olan homofobiyi tetiklemekte, escinsellerin maruz kaldigi ayrimcilik pratiklerini güçlendirmektedir.
Testlere başlar başlamaz, bir takım insanlar odama gelmeye başladı. İlk gelen Rıza diye bir tip. Takım elbiseli, sırıtkan.
Psikoloji ve Psikiyartri yazını içerisinde eşcinsellik günümüzde ve geçmiş yıllarda terapi pratiğinde ve kuramsal çerçevede tartışılmaktadır. Bugün tüm dünyada yaygın olarak kullanılan Amerikan Psikiyatri Birliğinin 1952 yılında ilk defa hazırladığı DSM- Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı nın 4. Gözden geçirilmiş sayısında eşcinsellik bir davranış bozukluğu olarak kabul edilmemiştir. Eşcinselliğin DSM’den çıkarılması DSM 2’nin 1973 yılındaki 7. Basımında sosyal bilimler alanında ilk defa çalışmalar yapan Alfred Kinsey ve Evelyn Hooker’ın araştırmaları sonucunda gerçekleşebilmiştir. 1973 yılından sonra DSM 2’nin sonraki basımlarında ve DSM 3 ün 1987 deki basımına kadar olan basımlarında farklı isimlerle eşcinsellik yer almıştır. 1987’den günümüze kadarki davranışsal bozukluklar kategorilerinde eşcinsellik bir “hastalık” olarak yer almamıştır.
Hayatın çeşitli çehreleri üzerine konuşurken psikolojiye başvuruyoruz ister istemez. Kimi zaman bir olayın etkilerinin göründüğünden daha derin olduğunu iddia etmek için, insanın bilişsel yönüne odaklanıyoruz; niyetlerden ve düşünme süreçlerinin etkilenişinden bahsediyoruz, kimi zaman da etki-tepki makinelerine dönüşmemizin ürkütücülüğü oluyor konu. Politika da bu alanlardan biri; psikolojik örgütlenişimiz politik yaşamımıza nasıl etki ediyor, öte yandan politik gerçeklik nasıl bir psikoloji oluşturuyor sorularını cevaplamak için çıkarsamalar yapmaktan alamıyoruz kendimizi.