Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP) olarak 5 farklı eksende yaptığımız çalışmalar ile hazırladığımız ve/veya dâhil olduğumuz bildiri, metin ve imza kampanyalarını aşağıda bulabilirsiniz.
Hiç kimsenin yaşamak/yaşatmak için ölmeyi düşünmediği veya ölmek zorunda kalmadığı, yaşatmak için daha fazla yaşamayı hayal edebildiği bir toplumsal dayanışmayı örgütlemekle sorumluyuz.
Program Wernicke-Korsakoff’lular ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi inisiyatifinde yürütülecek ve TODAP üyesi psikologlar tarafından genel koordinasyonu sağlanacaktır.
Aşağıda Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP) olarak 2015 yılının Ocak ayı ile Aralık ayı arasında yaptığımız işlerin listesini bulabilirsiniz.
Osman Evcan’ın Talepleri Karşılanmalı, Hapishanelerdeki Besinler Mahpusların Sağlık ve İnançlarına Uygun Hale Getirilmelidir.
Evlerimize, iş yerlerimize, arabalarımıza siyah bezler asıyoruz, yakalarımıza siyah kurdeleler takıyoruz.
DİSK, KESK, TTB ve TMMOB tarafından 12-13 Ekim için ilan edilen greve TODAP olarak biz de destek vereceğiz.
Özgürlüklerin ve haksızlığa karşı mücadelenin desteklendiği, tüm üniversite bileşenlerinin haklarının güvence altına alındığı ve emeğin korunduğu bir üniversite anlayışı için...
Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği olarak bizler, meşru ve güçlendirici hak arayışınızı destekliyoruz.
Metal işçileri ne karar verirlerse versinler yanlarında olacağımızı ilan ediyoruz!
Psikoz tanısı almış ya da alabilecek kişilerin durumunu tartışmak psikologlar ve psikoloji öğrencilerinin bu durum hakkında ne yapabileceği üzerine de düşünmeyi içeriyor.
Tüm üniversite akademisyenleri, çalışanları ve öğrencileriyle dayanışma içinde olduğumuzu ilan ediyoruz.
Aşağıda Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP) olarak 2012 yılının Ocak ayı ile Aralık ayı arasında yaptığımız işlerin listesini bulabilirsiniz.
Gezi Parkı'nın park olarak kalması için başlayan eylemler, karşısında polis şiddetini bulmuş ve bunun sonucunda eylemler tüm ülkeye yayılarak polis şiddeti ve baskı politikalarına karşı bir direnişe dönüşmüştür. Bu eylemler Gezi Parkı ve Taksim Meydanı'nda devlet terörünün bir süre durmasını sağlayarak insanları Gezi Parkı'nda kolektif bir yaşam ve barış içinde birlikte yaşama deneyiminin zenginliğinde buluştururken polis şiddeti çoğu ilde devam etmiş, hak arama ve protesto özgürlükleri kısıtlanmış, gözaltılar, tutuklamalar bunlara eşlik etmiştir.
Açlık grevleriyle ilgili İzmir'de 09 Kasım, İstanbul ve Ankara'da 11 Kasım'da yapılacak olan basın açıklamalarının duyurusunu aşağıda bulabilirsiniz.
12 Eylül 2012'de Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin sonlandırılması ve Kürtçe üzerindeki baskıların kaldırılması için başlatılan açlık grevi kırk üçüncü gününe ve dolayısıyla tutuklu ve hükümlülerin sağlığı açısından kritik eşiğe geldi. Burun kanaması, sese karşı aşırı hassasiyet, halsizlik, uykusuzluk, görme ve hafıza kaybı, vücut ağrıları gibi sağlık problemleri yaşamaya başladıkları bildiriliyor. İktidar, eylemcilerin talepleri karşısında suskunluğunu sürdürür ve açlık grevi devam ederse yüzlerce kişinin sağlık ve yaşam hakkının tehlikeye gireceği kesin.
TEKEL işçilerinin direnişi hızını kesmiyor. Toplumun, işçilerin talepleri ve direnişinin meşruiyetine olan inancı güçleniyor ve perçinleniyor. Bununla güçlenen işçiler, taleplerinde direniyor, geri adım atmayı reddediyor; onlar direndikçe daha fazla insan mücadele hattına daha da güveniyor.
Psikologlar Tekel işçileriyle dayanışıyor, onlarla dertleşiyor ve 24 saat onlarla birlikte nöbet tutuyor!