Erkek şiddetinin psikolojikleştirilmesine izin vermeyeceğiz, her alanda patriyarkayla mücadeleyi büyütmeye devam edeceğiz.
VIII. Eleştirel Psikoloji Sempozyumu, "Mücadeleyi Hatırlamak, Yeniden İnşayı Düşlemek" başlığıyla 18-19-20 Ekim 2024 tarihinde İstanbul'da gerçekleşecek.
Eleştirel Psikoloji Tartışmaları: Türkiye'den Yaklaşımlar, Gündemler, Tartışmalar başlıklı etkinlik dizisimn dördüncüsü 2 Mart Cumartesi tarihinde gerçekleşecek.
Eleştirel Psikoloji çatısı altında özgün tartışmaların sürdürüldüğü etkinlik dizisinin 3. oturumu 17 Şubat'ta.
Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP) olarak 5 farklı eksende yaptığımız çalışmalar ile hazırladığımız ve/veya dâhil olduğumuz bildiri, metin ve imza kampanyalarını aşağıda bulabilirsiniz.
Eleştirel Psikoloji: Yaklaşımlar, Tartışmalar, Gündemler kitabındaki metinlerin, yazarlarının katılımıyla tartışıldığı etkinlik dizisinin 2. oturumu 16 Aralık'ta gerçekleşecek.
Eleştirel Psikoloji: Yaklaşımlar, Tartışmalar, Gündemler kitabının, yazarlarının katkılarıyla tartışılacağı etkinlik dizisinin ilki Kadıköy'de gerçekleşecek.
VII. Eleştirel Psikoloji Sempozyumu’nu, pandeminin yarattığı belirsizlik nedeniyle daha fazla ertelemek yerine 22-24 Ekim 2021 tarihleri arasında çevrimiçi olarak gerçekleştirme kararı aldık.
Eleştirel Psikoloji Bülteni'nin Mayıs 2018'de yayımlanacak olan 8. sayısının dosya konusu, Ekim 2016'da gerçekleştirilen V. Eleştirel Psikoloji Sempozyumu'nun da ana teması olan Eleştirel Psikoloji ve Psikososyal Dayanışma olacaktır.
Aralarında TODAP Kadın Komisyonu'nun da bulunduğu kadın örgütlerinin çağrısıdır.
İnsanların birlikte yaşamasının dayanışmayla mümkün olacağına içtenlikle inanıyoruz.
Arkadaşımızın hayatını alt üst eden asılsız suçlamanın bir an önce geri alınmasını istiyoruz.
Türkiye'yi ve dünyayı özgür, eşit ve adil bir şekilde yaşanabilir yerler yapmak için TODAP olarak psikoloji öğrencilerini ve psikologları 1 Mayıs'ta alanlara davet ediyoruz.
“Psikoloji Lisans Eğitimi Öğrenci Forumları”nda bir araya geldik. Birinci buluşmayı İstanbul’da ve ardından diğer buluşmaları İzmir, Ankara, Mersin ve yine İstanbul’da gerçekleştirdik.
Meslektaşlarımızı da 30 Mart Çarşamba günü saat 09.00'da Aziz Kaplan'la dayanışmak üzere Kocaeli Adliyesi'ne davet ediyoruz.
LGBTİ dostu belediye olma sözü veren Kadıköy Belediyesi billboardlarında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Kadın ve LGBTİ örgütlerine yer verdi.
Çocuklar öldürülüyor. Çocukların öldürüldüğü bir ülkede nasıl bir gelecek kuracağız? Bizim buna rızamız yok.
“Yurdunu sevmeliymiş insan, öyle diyor hep babam
Benim yurdum ikiye bölünmüş ortasından, hangi yarısını sevmeli insan?”
En insani tepkiler “Cumhurbaşkanına hakaret”, “Terör örgütü propagandası yapmak” gibi bir takım ucu açık gerekçelerle cezalandırılıyor.
İnsanlığa karşı bir suç olarak yürürlükte olan yasaklara karşı olan her insanın bu konuda yapabileceği birşey vardır. Gelin, birlikte umudun ve dayanışmanın kapısından daha çok ışık girmesini sağlayalım.
Yaşananları kınadığımızı tüm kamuoyu ile paylaşmak istiyor, buna derhal son verilmesi gerektiğine inanıyoruz.
Son olarak beşinci buluşmayı yine İstanbul’da gerçekleştirdik.
Saldırıların doğrudan ve dolaylı sorumluları, HDP'ye ve Kürt halkına karşı nefret dolu, hakaretamiz, saldırgan ve hedef gösterici bir söylem kullananlardır.
Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği olarak bizler, meşru ve güçlendirici hak arayışınızı destekliyoruz.
Psikoloji lisans eğitimini değerlendirmek, eksik yanlarını tartışmak ve bunlara yönelik öneriler getirmek üzere Mersin Üniversitesi’nde bir araya geldik.
Roboskî’de askerin katlettiği 8 katır, Türkiye’de yaşama, umuda, barış ve adaletin katledilmesi demektir.
Bu vahşet, bir sapıklığa, bir bozukluğa değil toplumsal, politik ve hukuki bir soruna işaret ediyor.
Bir aradayız! Bir arada doğayı, emeği, İstanbul’u ve Marmara’yı savunuyoruz!
Kız çocuklarının evlendirilmesine göz yummak, evlilik içi tecavüze uğramalarına seyirci kalmak demektir.
Lisans eğitiminin sorun ve ihtiyaçlarının, daha geniş katılımlarla ve daha üretici ortamlarda tartışılmasının anlamlı olacağını düşünüyoruz.
20 Kasım Çocuk Hakları Günü vesilesiyle yapılan açıklamayı burada bulabilirsiniz.
Psikoz tanısı almış ya da alabilecek kişilerin durumunu tartışmak psikologlar ve psikoloji öğrencilerinin bu durum hakkında ne yapabileceği üzerine de düşünmeyi içeriyor.
Türkiye'de Çocuklar İlişkin Sorunlar ve Alternatif Politika Arayışı Uluslararası Sempozyumu - 29-30 Kasım, Malatya
Validebağ direniyor! Tüm İstanbul’u yaşamı, kentimizi ve demokratik haklarımızı savunmaya çağırıyoruz!
28 Haziran-31 Ağustos tarihleri arasında Soma'da yürütülen çalışmanın raporunu aşağıda ve ekte bulabilirsiniz.
26-27-28 Eylül tarihlerinde ODTÜ'de düzenlenecek olan IV. Eleştirel Psikoloji Sempozyumu'nun programını burada bulabilirsiniz.
Bizler, insan, toplum ve tüm canlıların yanında durarak savaşın karşısında konum alma duruşunu sahipleniyor ve bunu devam ettirmenin ve korumanın önemine inanıyoruz.
İndirgemeci ve damgalayıcı bir yaklaşımla kullanılan psikoloji bilgisinin ne kadar tehlikeli olabileceğini biliyoruz.
TODAP Kadın Komisyonu'nun da imzacıları arasında yer aldığı açıklamayı paylaşıyoruz.
Üyesi olduğumuz komite tarafından yapılan açıklamayı paylaşıyoruz.
Başka bir çalışma, bilim ve uygulama alanı, başka bir meslek örgütü, başka bir dünya mümkün.
Psikoloji alanında söz söyleyenlerin yaklaşımları değişmedikçe psikoloji bu vicdan sisteminin işlerliğine katkı sağlamaya devam edecektir.
Biz bugün sokaktayız, çünkü sokağa çıkmadığımız zaman son umut da kayboldu sanılır diye korkuyoruz. Yoruluyor ve tükeniyor olsa da her gün yeniden, dünya sizden ve sizin hırslarınızdan ibaret değil, biz de buradayız ve kaybolmadık sizin aranızda demek için, sokaktayız, ses çıkarıyoruz, nefes alıyoruz.
Geçtiğimiz 10 yıl içerisinde psikiyatriye ve klinik psikoloji literatüründen pek çok kavram büyük bir hızla günlük hayatımızın bir parçası haline geldi. Öyle ki artık pek çok insan kendinin ya da çevresindekilerin depresif, manik depresif, şizofren, çok kişilikli, antisosyal veya en nihayetinde “deli” olduğuna ilişkin, kimi zaman şakayla karışık, çıkarımlarda bulunabiliyor.
Psikoloji, politik ve tarihseldir. Elestirel psikologlar, bu gercekliklerden yola cikarak, esitlik ve haklar temelinde, her turlu ayrimciliga karsi bir hatta, ozgürlesmeci ve cogulcu toplumsal bir psikoloji teorisi ve pratigi yaratmayi hedefler.
Gezi Parkı'nın park olarak kalması için başlayan eylemler, karşısında polis şiddetini bulmuş ve bunun sonucunda eylemler tüm ülkeye yayılarak polis şiddeti ve baskı politikalarına karşı bir direnişe dönüşmüştür. Bu eylemler Gezi Parkı ve Taksim Meydanı'nda devlet terörünün bir süre durmasını sağlayarak insanları Gezi Parkı'nda kolektif bir yaşam ve barış içinde birlikte yaşama deneyiminin zenginliğinde buluştururken polis şiddeti çoğu ilde devam etmiş, hak arama ve protesto özgürlükleri kısıtlanmış, gözaltılar, tutuklamalar bunlara eşlik etmiştir.
Aşağıda, Bilgi Üniversitesi Travma Çalışmaları Sertifika Programı üzerine Güneş Sevinç ve Baran Gürsel tarafından yazılmış Psikopolitik Bir Araç Olarak Travma ve Uzmanlaşma; buna cevaben Murat Paker tarafından yazılmış Ezber, Önyargı ve Hakareti Eleştiri Sanmak; Murat Paker'in bu metni üzerine Güneş Sevinç ve Baran Gürsel tarafından yazılmış Murat Paker'in Argümanlarına Dair başlıklı yazıları aşağıda sizinle paylaşıyoruz.
Sıkıldık; gerçekten sıkıldık! İstiyoruz ki, arzunun birbirinden yaratıcı formlarını konuşalım, cinselliği anlamak için daha fazla fikir üretelim; ama olmuyor, bırakmıyorlar. Aralarında psikoterapist olduğu iddiasındaki bazı kişilerin ve medyatik bir Psikiyatri profesörünün de bulunduğu bir grup, esasen birkaç cinsel yönelimden sadece biri olan eşcinselliği “hastalık” olarak nitelemek için her fırsatı kollamakta.
Vicdani Retçi Enver Aydemir 24 Aralık 2009 tarihinde gözaltına alındıktan sonra Maltepe Askeri Cezaevinde işkenceye maruz kalmış ve daha sonra Emre İtaatsizlikte Israr ve Firar suçlarından 5 ayrı davada yargılanmıştır. Yargılamasının yapıldığı Eskişehir’de, duruşma sonrası yapılan basın açıklamasından dolayı Halil Savda (Yazar), Mehmet Atak (Oyuncu-yönetmen), Fahri Fatih Tezcan (Yazar), Ahmet Aydemir (Enver Aydemir'in Babası) ve Davut Erkan (Avukat) hakkında Halkı Askerlikten Soğutacak propaganda yaptıkları gerekçesiyle (TCK 318. Madde) iddianame hazırlanmış ve 5 kişi hakkında dava açılmıştır. Davanın ilk duruşması 21 Nisan 2011 Perşembe günü saat 09:30’da Eskişehir 4. Sulh Ceza Mahkemesinde görülecektir.
Türkiye’de gün geçmiyor ki yepyeni bir ayrımcılık söylemiyle karşılaşmayalım… Eşcinseller, kadınlar, Kürtler, Ermeniler ve daha niceleri üzerinden üretilen nefret söylemlerinin gerek medyada gerekse gündelik yaşamımızda sıkça karşımıza çıkmasından dolayı olsa gerek, artık bu durumu oldukça kanıksamış görünüyoruz. Nispeten göz önünde olan kişilerin bazı çıkışları kimilerimize yer yer “Yok artık, bu kadarı da olmaz!” dedirtiyor, öfkeleniyoruz, belki bu haberleri sosyal paylaşım sitelerinde bu öfkemizi de yorumlarımıza katarak paylaşıyoruz.
Psikolojinin siyasette bir araç olarak kullanılması ve kullananların deyimiyle Politik Psikoloji'yi düşündüğümüzde Vamık Volkan ve Abdülkadir Çevik öne çıkan isimlerdir. Vamık Volkan, Beyaz Saray'a danışmanlık yapmış olan, FBI'ın hep işe almak için peşinden koştuğundan bahsedilen bir psikiyatristtir.
İstanbul Üniversitesi'nde 24-25-26 Eylül'de düzenlenecek olan II. Eleştirel Psikoloji Sempozyumu'nun programı kesinleşmiştir. Sempozyuma Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği Girişimi olarak biz de katılacağız. Programı aşağıda bulabilirsiniz.
Anormal ve Klinik psikoloji ile ilgili bu yazıda, psikolojik teşhislerin ve müdahale şekillerinin adil olmayan sosyal durumları nasıl pekiştirdiğine; ve beyaz, orta sınıf Kuzey Amerika’lılardan yola çıkılarak varılan normların diğer topluluklara nasıl dayatıldığına değinilecek. Aynı zamanda “İyi hayat” ve “İyi toplum” nosyonlarına yaslanarak bireyselliğin, bir kurtuluşmuş gibi sunulması da aynı eleştirel çizgide ele alınacaktır.