Meslek Yasası Basın Açıklamaları Metinleri
14 Ocak'ta Ankara'da* ve 18 Ocak'ta İstabul'da** yaptığımız basın açıklamalarının metinlerini aşağıda bulabilirsiniz.

* 14 Ocak


Basına ve Kamuoyuna,

Günümüzde psikologların çalıştıkları alanlara dair oluşturulmuş yasal düzenlemeler, birçok alanı tanımsız bırakmakta ve psikologluk mesleği icrasının niteliğine ve sınırlarına dair ortak tanımlar içermemektedir. Bir meslek odası/birliğinin ve bu tanımları düzenleyecek bir meslek yasasının eksikliği, biz psikologları, beraber çalıştığımız diğer meslek elemanlarını ve psikolojik hizmetlerden faydalanacak kişileri çeşitli şekillerde olumsuz yönde etkileyecek birçok uygulamaya ve hak ihlaline yol açmaktadır. Hazırladığımız Psikologların Çalışma Yaşamında Karşılaştıkları Hak İhlalleri Anketi Raporu (2013), çalışmaya katılan psikologların %75.7’sinin görev tanımlarının belirsizliği sebebiyle hak ihlaline uğradığını ortaya koymaktadır.Birçok psikolog, görev tanımının belirsiz olması sebebiyle mesleki bilgi ve deneyimi dışında işler yapmak zorunda bırakılmakta; benzer şekilde çalışma ilke ve koşullarının asgari standartlarını belirleyen bir mesleki düzenleme olmaması sebebiyle de işyeri tarafından belirlenen ve sıklıkla uygun olmayan şartlarla mesleki uygulamalarını sürdürmek durumunda kalmaktadır. Buna ek olarak bir meslek odasının ve mesleki birliğin eksikliği, araştırma ve uygulamalar üzerinde yaptırımı olan bir etik yönetmeliğin eksikliğini de beraberinde getirmekte, mesleğini kötüye kullanan ve etik dışı araştırma ve uygulamalarda bulunan psikologlara müdahale edilmesine imkân tanımamakta, aynı zamanda unvanın usulsüzce kullanılmasının önü açılmaktadır.Mecliste 6 Nisan 2011’de kabul edilen 6225 numaralı torba yasa bizim ihtiyaçlarımızı karşılamaktan uzaktır. Bizler o yasada ve günümüzde de sıkça yapıldığı gibi klinik psikoloji alanını diğer alanlardan farklı olarak tanımlamıyor, toplumun tüm kesimleri için ve psikolojinin her alanında psikolojik hizmetin, daha nitelikli hâle getirilmesi amaçlıyoruz. Bunun yolu da her alanın bir uzmanlık olarak tanımlanması ve buralardaki eğitimin yüksek lisans eğitiminde içerilmesi değil, bu alt alanlara yönelik eğitimlerin öncelikle lisans eğitiminin kapsamına alınması ve bunlara ücretsiz ulaşmanın yollarının yaratılmasıdır. Bu kavrayışla paralel olarak, önerimizde, serbest çalışma hakkı da akademik uzmanlığa bağlı hâle getirilmemekte ve tüm psikoloji bölümü mezunlarına serbest çalışma hakkı tanınmaktadır. Serbest çalışmanın, herhangi bir kurumda çalışmaktan daha yüksek düzeyde bir eğitim gerektirmediği, tüm çalışma alanlarındaki psikolojik hizmetlerin nitelikli ve denetlenebilir hale getirilmesinin önemi burada da vurgulanmaktadır.Elbette ki bir meslek yasasının varlığı, psikologların çalışma hayatlarında karşılaştıkları ve çalışanların ortak sorunları olan güvencesiz ve esnek çalışma başlığında özetlenebilecek tüm hak ihlallerinin önüne geçmekte yeterli olmayacaktır. Ne var ki bir meslek birliğinin varlığı, bu hak ihlalleriyle karşılaşan psikologlara başvurabilecekleri ve haklarını savunabilecekleri bir alan açması ve sendika ve diğer kurumlarla dayanışmayı sağlaması açısından önemlidir. Bu örgüt haklarımızın düzenlenmesinin yanı sıra onları garanti altına alacak bir kurum olma işlevi görecektir.Bu nedenlerle, psikologların çalışma haklarını ve unvanlarını korumak, insanca ve meslek tanımına uygun koşullarda çalışmalarını sağlamak, mesleki faaliyetlerinin geliştirilmesine destek olmak, nitelikli mesleki bilgi ve eğitime ulaşımı eşit ve ücretsiz kılmak ve bunların yanı sıra mesleki uygulamalarda etik ilkelerin gözetilmesi ve psikolojik hizmet alanların haklarının güvence altına alınması adına çalışan meslek kuruluşları olan Psikolog Meslek Odaları ve Psikologlar Birliği’nin ivedilikle kurulması ve bu meseleler üzerine düzenlemeleri içeren bir meslek yasasının oluşturulması gerekmektedir.Burada basın açıklamamızı sonlandırırken üç duyuru yapmak isteriz. Bizler bugün, meslek yasası talebimiz kapsamında toplamış olduğumuz 1780 imzayı meclise teslim edeceğiz ve hazırlamış olduğumuz meslek yasası önerisinin meclis gündemine alınması için gerekli girişimlerde bulunacağız. Ayrıca 18 Mayıs Cumartesi günü İstanbul’da Galatasaray Lisesi’nin önünde buluşup Güvenceli Çalışma ve Meslek Yasası taleplerimizi daha güçlü bir şekilde haykıracağız. Ayrıca, bu mücadeleyi her alanda kararlılıkla sürdüreceğiz.Basın açıklamamıza katılan herkese ve basın emekçilerine teşekkür ederiz.

** 18 Ocak

Basına ve Kamuoyuna,

Bugün daha net görmekte ve göstermek istemekteyiz ki, psikologlar çalıştıkları alanlarda birçok sorun ve hak ihlali ile karşılaşmaktadır. Bu sorunların bazıları psikologların bağımsız bir meslek yasasının olmamasından kaynaklanmaktayken bazıları da güvencesiz ve esnek çalışma koşullarından kaynaklanmaktadır.

Öncelikle, günümüzde psikologların çalıştıkları alanlara dair oluşturulmuş yasal düzenlemeler, birçok alanı tanımsız bırakmakta ve psikologluk mesleği icrasının niteliğine ve sınırlarına dair ortak tanımlar içermemektedir. Aynı zamanda psikologların haklarını savunacak ve bu tanımları düzenleyecek bir meslek odası ve birliği bulunmamaktadır. Bu eksiklikler nedeniyle birçok psikolog, mesleki bilgi ve deneyimi dışında işler yapmak zorunda bırakılmaktadır. Benzer şekilde çalışma ilke ve koşullarının asgari standartlarını belirleyen bir mesleki düzenleme olmaması sebebiyle de işyeri tarafından belirlenen ve sıklıkla uygun olmayan şartlarla mesleki uygulamalarını sürdürmek durumunda kalmaktadır. Buna ek olarak bir meslek odasının ve mesleki birliğin eksikliği, araştırma ve uygulamalar üzerinde yaptırımı olan bir etik yönetmeliğin eksikliğini de beraberinde getirmekte, mesleğini kötüye kullanan ve etik dışı araştırma ve uygulamalarda bulunan psikologlara müdahale edilmesine imkân tanımamakta, aynı zamanda unvanın usulsüzce kullanılmasının önü açılmaktadır.

Bize göre, psikolojik hizmeti ve psikologların görev, sorumluluk ve haklarını tanımlayan bir meslek yasası ihtiyacı apaçık ortadadır. Psikoloji mezunlarının psikolog unvanı güvence altına alınmalıdır. Toplumun tüm kesimleri için ve psikolojinin her alanında psikolojik hizmetin, daha nitelikli hâle getirilmesi bununla paralel olarak psikolojinin alt alanlarına yönelik eğitimlerin lisans eğitimi kapsamına alınması gerekmekte ve bunlara ücretsiz ulaşmanın yolları yaratılmalıdır. Aynı zamanda serbest çalışma hakkı da her psikolog için bir hak olarak tanımlanmalı ve serbest olarak veya kamuda ya da özelde çalışan her psikologun verdiği hizmet paralel olarak nitelikli ve denetlenebilir hale getirilmelidir. Bu hakları güvence altına alan bir yasa çıkmalı ve bir meslek örgütü kurulmalıdır. Bu meslek birliği psikologların haklarının savunulması, sendika ve diğer kurumlarla işbirliği içerisinde yapılması açısından önemli bir işleve sahip olacaktır.

Psikologların unvanlarını korumak ve insanca ve meslek tanımına uygun çalışmalarını sağlamak için gerekli olan bir yasa ve meslek birliği talebimizin çok önemli bir tamamlayıcısı olarak güvenceli çalışma ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi taleplerini vurgulamak istiyoruz. Güvencesiz, esnek ve sömürünün yoğun olduğu koşullarda çalışmak, çalışanların çoğunluğunun olduğu gibi alanda çalışan ya da çalışma olanağı bile bulamayan psikologların çok önemli bir gündemidir. Psikologlar arasında, sigortanın gerçek maaş üzerinden yatırılmaması, esnek ve belirsiz iş saatlerinde çalışma, fazla mesai ücreti almama, dönemsel çalışma, sözleşmenin yenilenmemesi yoluyla işten çıkartılma, hak edilen tazminatı alamama, taşerona bağlı çalışma azımsanamayacak derecede yaygındır. Bunların hiçbiri de insanca çalışma ve yaşama hakkımız dikkate alındığında, kabul edilebilir değildir.

Bu çalışma koşulları hem hizmet verenleri hem hizmet alanları ve toplumu etkilemektedir. Bizler, insanca çalışma ve yaşama koşullarına sahip olmamız gerektiğini savunurken hizmet verdiğimiz insanların aldıkları hizmetin niteliğini de savunuyoruz. Bu koşullar altında çalışan bir psikologun vereceği hizmet kaçınılmaz olarak bazen acele, bazen endişe, bazen gerilimi içerisinde taşıyan ve dolayısıyla niteliğini korumanın zor olduğu bir hizmet olacaktır. Toplumun tüm kesimlerinin nitelikli bir psikososyal destek alma hakkına yönelik erişimi, çalışanların güvencesizleştirilmesiyle engellenmektedir.

Bizler, emekten ve toplumdan yana bir meslek yasası ve güvenceli çalışma taleplerimizden asla vazgeçmeyeceğimizi duyuruyor, burada bize destek olmaya gelen sendikalarla birlikte bu mücadeleleri devam ettireceğimizi ve kararlılıkla bu taleplerin arkasında duracağımızı tüm kamuoyuna beyan ediyoruz.

Basın açıklamamıza katılan herkese ve basın emekçilerine teşekkür ederiz.

19 Mayıs 2013
Twitter
Facebook
© Copyright 2013 - TODAP