Geçtiğimiz haftalarda basında yer alan haberlerde, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı Kemerburgaz Koruma Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi (KBRM); korunma ve bakım altında olan çocuklara yönelik cinsel istismar, bununla mücadele eden çalışanlara yönelik ise mobbing ve işte atma iddiaları ile gündeme gelmiştir. İddiaya göre söz konusu kuruluşta korunma ve bakım altında bulunan bir kız çocuğu, yine kurumda çalışan bir görevlinin cinsel istismarına maruz kalmış ve bu cinsel istismar olayı uzun süre sistematik biçimde devam etmiştir. Kuruluşta çalışan meslek elemanlarının istismar vakasını öğrenmeleri ve çocuklarla yapılan görüşmelerin ardından konuyu idare ile paylaşmış olmalarına rağmen söz konusu istismarın faili olduğu iddia edilen şahsa yönelik hiçbir yasal işlem başlatılmadığı gibi olayın örtbas edildiği ileri sürülmüştür. Bununla birlikte cinsel istismar vakasının üzerine giden ve konu hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılması için çaba gösteren biri psikolog 3 kuruluş çalışanının haklarında asılsız bahaneler öne sürülerek işten çıkarıldıkları da bilinmektedir.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı; 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununu çerçevesinde; ülkemizin de imzalamış olduğu Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin bağlayıcılığı ile çocuk odaklı politikalar geliştirilmesi; başta dezavantajlı grupta yer alan çocuklar olmak üzere ülkemizdeki tüm çocukların haklarının korunması ve geliştirilmesinden sorumludur. Bu amaçla kurulduğu söylenen ve çalışmalarını bu ilke ile yürüttüğüne dair beyanları bulunan bakanlığa bağlı bir kuruluşta, çocukların korunmasının aksine kurum çalışanı tarafından istismar edildiği ve konunun örtbas edilmeye çalışıldığına dair bu iddialar, kuruluşlarda bakım altında olan çocuklar ve aileleri ile toplumun güven duygusunu ciddi biçimde zedelemektedir.
Olaya ilişkin soruşturmanın uzun süredir devam etmesine rağmen henüz sonuçlanmamış olması, olayın faili olduğu iddia edilen kişi ile olayı örtbas ettiği ileri sürülen kişilerin soruşturma süresince görevine devam etmesi; etik duruşları ile olayı aydınlatmaya çabalayan kişilerin işten çıkartılarak olayın örtbas edildiği düşüncelerini desteklemektedir. Soruşturma süresince gerekli idari tedbirlerin alınmamış olması şüpheleri arttırmakta; Bakanlık tarafından söz konusu iddialara ilişkin kamuoyu nezdinde tatmin edici bir açıklamanın yapılmamış olması konuya gereken hassasiyetin gösterilmediğine işaret etmektedir.
Bahsi geçen olay erkek egemen kültürün, güvencesizlikle birleşerek sayısız kişiyi mağdur etme kapasitesine nasıl sahip olduğunu bize göstermektedir. Olayın peşine düşen ve sorumlularının cezasız kalmaması için uğraşan kurum çalışanlarının da taşeron firmalara bağlı çalışmalarının yarattığı güvencesizlik sayesinde, bu devlet-erkek dayanışmasının kurbanı olarak seçildikleri ve işten çıkartıldıkları görülmektedir. Güvencesiz çalışmanın çalışanlar ve toplum üzerindeki olumsuz etkileri çeşitli kurum ve kişiler tarafından her fırsatta dile getirilmektedir. Burada görünen de güvencesizliğin, bir hak savunusu söz konusu olduğunda nasıl kolayca bir cezalandırma mekanizmasına dönüşebileceğidir.
Kuruluş içinde çocuğa yönelik istismar, mobbing ve işten atma iddialarını görmezden gelme ve hasıraltı etme anlayışı; devletin korunmaya muhtaç çocuklar için açmış olduğu bir kuruluşta, bu kurumun yetkililerinin de dâhil olduğu, hiyerarşik ve erkek egemen bir düzenin hâkim olduğu algısını pekiştirmektedir.
Biz Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP) olarak cinsel istismara karşı devlet-erkek dayanışmasına ve güvencesizliğin yarattığı haksız işten çıkarılmalara karşı tepkimizi ortaya koyuyor, kamuoyunu bu konuda bilgilendirme görevimizi yerine getiriyoruz. Oldukça gecikilmiş de olsa istismar hakkında yürütülen incelemenin de acilen, tüm sorumluların cezalandırılacağı şekilde sonuçlandırılmasını talep ediyoruz ve tüm yetkilileri göreve çağırıyoruz. İddia edildiğine göre kurumda çalışan idari pozisyondaki bir meslektaşımız da istismar olayının soruşturulmasında engelleyici bir tavır göstermiştir. Şayet bu iddia da doğru ise, kendisine de hatasının bir an önce farkına varıp, bu davranışının özeleştirisini vererek acilen mağdurdan yana bir konum almasını gerektiğini hatırlatırız. Bir meslek ve emek örgütü olarak habere konu olan olayların ve soruşturma sürecinin takipçisi olacağız.
Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP)
İletişim: todap.der@gmail.com
Web sitesi: todap.org