Soma Katliamı’nın ardından gözler bir kez daha işçi sağlığı ve güvenliği, taşeron sistemi ve neoliberal politikalara çevrilirken, maden işçilerinin, aile ve yakınlarının yaşam koşulları da önümüzde duran önemli bir gündem haline geldi. Katliama yol açan politika ve uygulamalar anlaşılmaya çalışılırken Türkiye’deki birçok çiftçinin ve köylünün mağduru olduğu bir gerçeği bir kez daha acı bir tecrübeyle hatırladık.
Devletin sermaye lehine uyguladığı tarım politikalarının topraktan uzaklaştırdığı Soma halkı, sağlıksız ve güvenliksiz iş koşullarına rağmen ‘önce kâr’, ‘önce maden’ prensibiyle işletilen maden ocaklarında çalışmaya mecbur bırakıldı.
Bu günlerde ise toprağını ve yaşamını savunan halkın, kapitalizmin en vahşi hallerinden birine maruz kalmasına tanık oluyoruz. Kolin Şirketinin İstanbul’daki gökdelenlerde, Kuzey Ormanları’nı yok eden üçüncü havaalanı projesinde gördüğümüz suretini, Yırca’da yapılmaya çalışılan ve halkın yaşam alanlarını, sağlığını, geçim kaynağını tehdit eden termik santral projelerinde görüyoruz.
TODAP olarak, tütün fiyatlarındaki düşüşün ardından geçim sıkıntısına düşen ve önceden ekilen tütünün yerine çok az türün ekilebildiği toprağını zeytin dikerek bırakmayan Yırca halkının haklı direnişini saygıyla selamlıyoruz. Yırca halkının direnişine verilen desteğin en az, toplumsal dayanışma amacıyla Soma halkı ile yaptığımız psiko-sosyal alandaki çalışmalar kadar önemli olduğunu beyan ediyor, meslektaşlarımızı ve kamuoyunu buradaki direnişe destek vermeye çağırıyoruz.
Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP)