Toplumsal Dayanışma İçin Psikologlar Derneği (TODAP)
Psikoloji Lisans Eğitimleri Üzerine Öğrenci Forumları
2. Buluşma - İzmir Raporu
07.03.2015
Türkiye'deki psikoloji lisans eğitiminin niteliği üzerine tartışmak, eksik yanları ve değiştirilmesi gereken yönleri hakkında fikirler/öneriler oluşturmak üzere çağrıcılığını Toplumsal Dayanışma İçin Psikologlar Derneği’nin (TODAP) yaptığı öğrenci forum-larında bir araya gelmekteyiz.
Psikoloji Lisans Eğitimleri Üzerine Öğrenci Forumları'nın ilkini 13 Aralık 2014 Cumartesi günü İstanbul’da, Boğaziçi Üniversitesi'nde gerçekleştirdik. İkinci forumu ise 7 Mart 2015 Cumartesi günü İzmir’de, Türkan Saylan Alsancak Kültür Sanat Merkezi’nde düzenledik. İzmir Forumu; TODAP, Ege Üniversitesi Psikoloji Kulübü, İzmir Ekonomi Üniversitesi Psikoloji Kulübü, İzmir Üniversitesi Psikoloji Kulübü, Psikoloji Öğrencileri Meslek Yasası Platformu (PÖMYAP), Türk Psikoloji Öğrencileri Çalışma Grubu (TPÖÇG), Toplumcu Psikologlar ve Türk Psikologlar Derneği'nin (TPD) ortak çalışması olarak düzenlendi.
Yüzün üzerinde öğrencinin katılımıyla gerçekleşen ve yaklaşık üç saat süren İzmir Forumunda, konuşmalarda sıra alışları modere etmek üzere iki kişi görev aldı. Forum süresince konuşulanlar, değerlendirmeler ve uzlaşımlar üç üst başlık altında ana hatlarıyla aşağıda aktarılmaya çalışılmıştır.
TODAP'ın websitesinden ulaşabileceğiniz forum raporları bir arada incelendiğinde, hem Boğaziçi Forumunda hem de İzmir Forumunda benzer konular üzerinden ilerlendiği ve kesişen hayli nokta olduğu kolayca anlaşılabilir. Bunun yanında kapsam ve muhtevasındaki farklılıklar da dikkatinize sunulmaktadır...
1. Psikolojiye/Psikoloğa Dair Algı
Klinik psikolog olmaya ihtiva eden naif psikolog algısı üzerine konuşuldu. Bu algının toplumsal düzeyde yoğun olarak paylaşılıyor olmasının yanında, aslında psikolojiyle tanışmış -psikolog adayı- öğrenciler özelinde de diğer alt alanları görmezden gelmek yahut onlara kapalı kalmak biçiminde örtük veya bilinçli bir problem olarak süregeldiği fikrinde birleşildi.
Forum katılımcılarının kendi üniversite hazırlık dönemlerindeki psikoloji bölümünü seçme deneyimlerinin aktarımlarından hareketle; özellikle, henüz psikoloji okumayı düşünen kimselere, sosyal bir bilim olarak psikolojiyi tüm alt alanlarıyla kavramak gerektiğinin önemine ve yani psikoloji ve psikolog algısına dair farkındalık kazandırmanın önemli bir ihtiyaç olduğuna kanaat getirildi.
2. Psikoloji Lisans Eğitimindeki Mevcut Durum ve Fikirler
a) Eğitimin Yetersizliği / Teori – Pratik / “Mezun olduktan sonra?”
Üniversitelerin psikoloji lisans eğitiminin mevcut durumunu değerlendirmek temel amacını taşıyan forum süresince, hemen her konuşmacının sıra alışında eğitimin niteliği ve yeterliliği üzerine değerlendirmeler, değişen dozlarda sözcüklere döküldü. Bu ilk başlık; genel olarak lisans eğitimine dönük kaygılara ve çok sık ifade edilen teori-uygulama ikiliği sorununa işaret etmektedir.
Psikoloji lisans eğitiminin niteliğine dair diğer alt başlıklarda işaret edilecek sorunlar bir arada düşünüldüğünde bütün sorunların öğrencilerin “mezun olduktan sonra” ne olacağına ilişkin kaygılarıyla alakalı olduğu görülmektedir. Bu kaygıya yönelik nedenlerde, öğrencilerin kendilerine ilişkin bireysel atıfları alternatif bir görüş olarak yer etse de kaygının temel sebebi için, psikoloji eğitiminin yetersizliği noktasında birleşildiğini söylemek mümkün.
Bu noktada öğrencilerin; ancak sağlam bir kuramsal temelin, sağlam bir pratiği getireceğine dair uzlaşımı altında, teori ve pratiğe kendi öğrenim gördükleri üniversitelerdeki ders kapsamı ve işlenişi açısından aktarımları vurgulanmaya değerdir: Konuşmalar süresince, derslerin, ağırlıklı olarak slayt sunusu temelli ilerleyişinin ve konuları derinlemesine ele almaktan, tartışma ve fikir üretmekten uzak oluşunun; pratik eksikliğinden önce teorik temelin yetersizliği üzerine düşünmeye çağırdığına işaret edildi. Bunun yanında lisans eğitiminin pratiği/uygulamayı kucaklamadaki yetersizliği (her alt alan için pratiğin mümkün olmaması ve üniversiteden üniversiteye değişen gönüllü/zorunlu staj sınırlılıkları) forum katılımcılarınca hemen herkes tarafından benimsendi. Bu noktada çözüme ilişkin konuşulan öneriler dört maddede toplanmıştır:
• Uygulama ile teori birlikte isteniyorsa, sosyal bilim enstitülerinin rolünü düşünmek gerekmektedir.
• Daha fazla pratik için yüksek lisans bir zorunluluksa, yüksek lisans programlarına erişimin kolaylaştırılması ve yaygınlaştırılması gerekmektedir.
• Yüksek lisans eğitimine alternatif olarak lisans eğitimi de pratiği kucaklamalıdır.
• Deneyim aktarımları da pratiğe ilişkin bilgiyi arttırabilir. Bunun için mezun-öğrenci etkileşimlerini arttırabilecek platformları arttırmak iyi bir yol olarak görülmelidir. Bu noktada, psikolog meslek örgütlerinden bu etkileşimleri arttıracak zeminler yaratmaları istenebilir.
b) Alt Alanların Temsiliyeti
Psikoloji lisans eğitiminin mevcut durumu üzerine tartışmalarda, psikoloji bölümlerinin alt alanlarının homojenliği konusu önemli bir mesele olarak yer etti. Üniversitelerin ağırlıkta olduğu psikoloji alanları üzerine, söz gelimi, klinik psikolojinin ağırlıkta olduğu bir üniversitede öğrenim görmekte olan öğrenciler için diğer alanlardan (sosyal psikoloji, gelişim psikolojisi, deneysel psikoloji, ...) sınırlı öğretim üyesi kadrosu yahut diğer alanlara yönelik dar bir bakışın olması sorunundan söz edildi.
Bu bakımdan psikoloji alt alanlarının eş temsilinin önemi üzerinde duruldu. Psikoloji lisans eğitiminin belli bir alt alana odaklı kalmasının, eğitimin sınırlılığına ve yetersizliğine işaret ettiği ve dolayısıyla öğrenciyi olumsuz etkilediği değerlendirildi.
c) Sosyal Bilim Olarak Psikoloji / Disiplinlerarasılık / Eleştirel Perspektif
Araştırma yöntemleri, istatistik, psikometri dersleri ve giderek hakim paradigma olarak sözü edilegelen bilişsel nöropsikoloji odaklı psikoloji anlayışı ile kör disiplinlerarasılığın, eleştirel perspektifin olmayışının; psikolojinin, sosyal bilim olarak tahayyülüne engel olduğu, psikolojiyle uğraşanların sosyal bilim yapıyor olduğunu unutturduğu görüşleri dile getirildi ve tartışıldı. Forum süresince önemli bir yer işgal eden bu konular; sosyal bilimler ve doğa bilimleri ayrımında, verilen psikoloji eğitiminin nerede konumlandırılacağını kestiremeyecek halde olunduğu ve ancak giriş dersleri olarak -ki onlarınsa kimi üniversitelerde seçmeli olarak müfredatta olduğu- felsefe, sosyoloji dersleri üzerine değerlendirmeler yapıldı.
Felsefe, sosyoloji gibi disiplinlerle bağını koparmış, kendi kabuğunda bir psikoloji kavrayışının, psikoloji lisans eğitiminin niteliği üzerine endişe verici olduğa kanaat getirildi. Bireyi anlamada dar deneysel pratiklerle sınırlı ve etik-politik meselelerden uzak, toplumsal değişimde, toplumsal adaletin bilgisini inşa etmede kendine pay çıkarmayan anaakım, geleneksel psikoloji anlayışının; disiplinlerarası eğitimin olmayışı ve eleştirel perspektiften yoksun bir bakışın varlığıyla körüklendiği görüşünde birleşildi.
Bu noktada başlangıç olarak, bilim felsefesi dersleri talep etmek adına imza toplamak ve psikoloji kulüplerinin, farklı disiplinden konular üzerinde panel ve konferanslar düzenleme fikrini gündeme alması, bu konuda psikolog meslek örgütlerinden ve yine öğretim üyelerinden istekte bulunulabileceği fikirlerine varıldı.
ç) Politik Duruş
İzmir Forumunda, üst başlıkla bir arada konuşulan başka bir mesele olarak politik duruş konusu; hâli hazırdaki psikoloji lisans eğitiminde anaakım, geleneksel psikoloji bilgisinin deyim yerindeyse ket vurması olarak, politik meselelere tarafsız olmak gerekliliği/illüzyonu açısından tartışmalarda kendini gösterdi. Toplumsal yapıdaki temel sorunların ayırdına varmak ve sosyal bilim tahayyülünde psikolojinin statükonun teminindeki rolünü kavramak ekseninde görüşler öne sürüldü. Politika, iktidar, siyasi, vbg. kavramların mimlenme nedeni sorgulandı. Bu noktada şüphesiz politik bir varlık olarak psikoloğun ve psikoloji öğrencisinin naif psikolog algısını terk etmesinin ve politik olarak tarafsız olma/kalma illüzyonuyla toplumsal adaletsizliklerin sürdürülmesinde psikolojiye pay çıkarmasının önemi; bu açıdan bakıldığındaysa psikoloji lisans eğitiminin etik-politik meselelere eleştirel bakıştan yoksun kalıyor olmasının problemli oluşu üzerinde duruldu.
d) Akademik Kadrolar
Psikoloji lisans eğitiminin niteliği üzerine konuşmalarda kimi noktalarda dolaylı ve dolaysız yollarla lisans eğitim kadrolarının yeterliliği meselesi konuşuldu. Alanında yetkin olmayan öğretim üyelerinin psikoloji lisans eğitimindeki kaygı verici rolü üzerinde değerlendirmeler yapıldı. Öte yandan, alanlarında yetkinlikleri bir yana, sadece psikoloji bölümlerindeki de değil, genel olarak akademisyenlerin öğrencilerle etkileşimlerinde kendilerini, öğrencilerden üstte konumlandırdıkları hiyerarşik ilişkinin lisans eğitimindeki temel sorunlardan biri olduğuna işaret edildi. Bu konu, -psikolog adayı olarak- psikoloji öğrencisine verilen değer açısından öğrencilerinin özgüven problemlerine ("mezun olduktan sonrası" kaygısında, kendini yeterli hissedememe meselesine) pay çıkarmak noktasında tartışıldı.
Bunlardan başka, eğitim kadrolarıyla ilgili kaygıların konuşulduğu kesitlerde, yakın-güncel deneyim paylaşımlarına binaen konuşulan bir konu olarak; öğretim üyelerinin homofobik/transfobik söylemlerine, nefret söylemlerine tanık olma, maruz kalma konusu üzerinde duruldu. Yaşanan/yaşanacak böylesi durumlarda neler yapılabileceği tartışıldı. Genel olarak etik sınırlarımızı düşünmek ve bu açıdan psikoloji öğrencilerinin ve bölümlerin psikoloji kulüplerinin, akademisyenlerin, psikolog meslek örgütlerinin reflekslerini sorgulamak gerektiği değerlendirildi.
e) Eğitim Ortamı – İmkânları
Öğrencilerin öğrenim görmekte oldukları üniversitelerin imkânları üzerine paylaşımları, üniversiteden üniversiteye hayli keskin farkların varlığına işaret etti. Sınıf yetersizliğinde, 100 kişiyi aşan sınıf koşullarındaki eğitim ile 20 kişinin bulunduğu sınıflarda eğitim arasındaki kontrastın, bir problem olarak ele alınması gerektiği değerlendirildi.
f) Yeni Açılan Psikoloji Bölümleri
Birbiri ardına açılan psikoloji bölümlerinde bahsedilen sorunların daha aşkın yaşanıyor olmasının psikoloji disiplinini niteliksizleştirdiğine, dolayısıyla psikoloji lisans eğitiminin problemlerinden biri olarak ele alınmasının gerekliliğine dair yorumlar yapıldı.
3. Bitirirken...
Bu son bölüm, forum süresince konuşulan konulardan, aktarılması gereken noktalardan yukarıdaki başlıklar altında konumlandırılamayan konuları sunmak amacını taşımaktadır:
* Yukarıda fikir ve çözümlere atfen yer yer geçen psikoloji kulüpleri konusu forum süresince konuşulan bir başka konuydu.
Öğrencilerin, eğitim gördükleri üniversitelerin psikoloji kulüpleri faaliyetleri üzerine değerlendirmeleri kayda değerdir: Psikoloji kulüplerinin; film analizi, makale analizi gibi uğraşlarının yanı sıra alandaki sorunları konuşmak üzere isabetli bir adres olarak değerlendirilmesi gerektiğine kanaat getirildi. Bu noktada öğrenciler arası iletişime vurgu yapıldı. Kulüplerinin, üniversitedeki diğer kulüplerle ve esasında diğer üniversitelerdeki psikoloji kulüpleriyle temasta olmasının öğrenciler arasındaki iletişimi pekiştireceği görüşüne varıldı. Bu noktada, "psikoloji kulüpleri ortağı"nı oluşturmaya karar verildi.
* Yer yer bahsi geçen "mezun olduktan sonra" kaygısı; yetersiz hissetmek mi, yetersiz hissettirilmek mi problematiğinde kendini yine gösterdi. Sertifika programları üzerine değerlendirmeler ve sorgulamalar yapıldı.
Bir rant aracı olarak sertifika programlarının varlığı vurgulandı. Öte yandan sertifika programlarının varlığının, psikoloji lisans eğitiminin yetersizliğini olumladığına işaret edildi. Ücretli sertifika programlarıyla dayatılan bu sistemin, psikoloji öğrencileri ve psikologların mağduriyetini pekiştirdiği savunuldu. Bu açıdan, forum katılımcılarınca, sertifika programları meselesinin bir problem olarak ele alınması gerekliliğinin altı çizildi.
* Psikologluk mesleğinin niteliğine ve alanın sınırlarına dair ihlallerin sebebi olarak, önemli bir sorun olan psikolog meslek yasasının olmayışı konusu; -temel amaç olan- lisans eğitimi üzerine konuşma ve değerlendirmelerin yoğunluğu altında, zaman kısıtlılığı dolayısıyla yeteri kadar ele alınamadı ve ama konuşmayı, tartışmayı istemek noktasında forumda yer etti.
* İzmir Ekonomi Üniversitesi Psikoloji Kulübü'nden öğrencilerin aktarımıyla; kulübün gündeminde, Mayıs ayında düzenlenecek olan psikoloji günleri kapsamında, yine psikoloji lisans eğitiminin niteliği üzerine böylesi bir forum düzenleme fikrinin olduğu paylaşıldı.
Forumun sonunda, sıcağı sıcağına sunulan kimi geri dönüşlerde, psikoloji lisans eğitiminin eksik yahut problemli yanlarını konuşmak, değerlendirmek ve bunlara çözüm mahiyetinde fikirleri tartışmak üzere bu türden öğrenci buluşmalarının sürmesinin, dahası artmasının önemi üzerinde uzlaşıldı. Bu bakımdan, TODAP'ın çağrıcılığında Ankara ve Mersin'de planlanan forumların ve İzmir içinse önümüzdeki ilk fırsat olarak gözüken, İzmir Ekonomi Üniversitesi'nde düzenlenmesi düşünülen forumun takipçisi olmak gerekliliğine kanaat getirildi.