Lisans Eğitimi Öğrenci Forumları 3. Buluşma Raporu

Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği(TODAP)
Psikoloji Lisans Eğitimleri Üzerine Öğrenci Forumları
3. Buluşma-Ankara Raporu
29.03.2015


Türkiye'deki psikoloji lisans eğitimini değerlendirmek, eksikleri, değişiklik önerilerini tartışmak üzere düzenlediğimiz öğrenci forumlarının üçüncüsünü Ankara’da düzenledik.

Çağrıcılığını Toplumsal Dayanışma İçin Psikologlar Derneği’nin (TODAP) yaptığı ve 29 Mart 2015’de ODTÜ’de gerçekleştirilen Forum; Türk Psikoloji Öğrencileri Çalışma Grubu (TPÖÇG),  Psikoloji Öğrencileri Meslek Yasası Platformu (PÖMYAP), Türk Psikologlar Derneği (TPD), ODTÜ Psikoloji Topluluğu, Ankara Üniversitesi Psikoloji Öğrencileri Topluluğu, Bilkent Psikoloji Topluluğu, Çankaya Ünivesitesi Psikoloji Topluluğu, Yıldırım Beyazıt Psikoloji Topluluğu, Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Topluluğu ortak çalışması olarak düzenlendi.

İstanbul ve İzmir’de yapılan forumların raporlarından aktarım yapıldıktan sonra,  Ankara forumu organizasyonunda yer alan topluluk ve derneklerin çalıştıkları alanları kısa anlatımları ile başlayan Ankara Forumda konuşulanlar ana başlıklar altında özetlenmiştir.

a. Psikolojiye Yönelik Algı

* Psikoloji öğrencilerinin en fazla rahatsız oldukları yanlış anlaşılma her psikoloji öğrencisinin sonuçta klinik psikolog olacağına dair bir düşüncenin olması.
* Psikolojinin sözel bir bölüm olarak algılandığı oluyor çokça ancak istatistik ve araştırma yöntemleri gibi dersler düşünüldüğünde sözel bir bölüm olarak algılanması doğru bulunmuyor.
* Toplumda anormal/normal algısı keskin olarak var ve psikoloji öğrencisi olarak bu ayrımı görme, bilme sorumluluğu verildiği gibi, psikoloji okuyan birinin de öfkelenme, sinirlenme ya da üzülme ihtimali yokmuş gibi davranılıyor.
* Mezun olur olmaz hemen iş bulacağımız ve çok para kazanacağımıza dair bir algı var. Psikoloji okuyunca insan daha çok biliyor ve daha yüce oluyor gibi bir düşünce de var. Psikoloji öğrencileri olarak sürekli bulunduğumuz çevreyi değiştirmemiz ve etkilememiz gerekiyor bu algıların kırılması için...
* Psikolog ve psikolojiye dair devletin algısı ise afet-facia olduğunda psikologları göndermek ve onlara bir çeşit arabuluculuk rolü vermek, bir nevi diğerlerini yola getirmek için psikologları kullanma amacı güdüyor sistem.
* Toplumsal algıyı değiştirmek için çokça uğraşmamız gerekiyor.
Psikoloji alt alanları
* Birinci sınıfta aslında alt alanlar öğrenilmiyor ve öğrenciler alt alanlara yabancı olarak eğitim basamaklarında ilerliyorlar

b) Oryantasyon

* Hazırlıkta psikolojiyle ilgili hiçbir şey öğrenilmemesi bölüme hazırlıksız olarak başlanmasına neden oluyor (bazı üniversitelerde hazırlıkta bir oryantasyon veriliyor ve bu bir hayli önemli oluyor bilgilenmek adına)
* Bölüme başlandığında oryantasyon verilmeli
* Daha lisedeyken bölümle ilgili bilgi verilebilir mi?

c) Eğitim İçeriği 

* Meslek tanımı problemli bir çok yeni açılan özel üniversitede psikiyatrlar hocalık yapıyorlar bu da eğitim içeriğini niteliksizleştirebiliyor.

* Psikoloji eğitiminin içeriği ve niteliğinin birlikte değerlendirilmesi gerekiyor. Alana çıkıldığında ne olacağını birçok öğrenci bilmiyor. Eğitimin içeriğinde neler olması gerektiği öğretiliyor teorik derslerle birlikte ancak içerik alanda çalışmaya yönelik değil.

* Akademik eğitim yapısının değişirek öğrenciye farklı motivasyonlar sağlar hale gelmesi lazım. Uygulamalar çok kısır kalıyor, bir sosyoloji bölümüyle kıyaslayınca, nitelik farkı da ortaya çıkıyor böylece. Ezberleyip unutup tekrar başka şeyler ezberleyerek devam ediyoruz sanki eğitim hayatına.

* Eğitim sistemi hoca bir şey öğretecek ve onu soracak üzerinden ilerliyor, öğrencinin öğrenme motivasyonu desteklenmiyor.

* Derslerde Türkiyeye özgü durumlar değerlendirilmiyor. Amerika’da ne yazılıyorsa onu alıp okuyoruz örneğin. Anlatım tarzı da önemli oluyor, notumuza da yansıyor bu durum. Sinirlenmeden, üzülmeden bunun için mücadele yolları aramalıyız.

* Standardizasyon (eğitime) nasıl bir artı getirecek bilmiyorum ancak unutmamalıyız ki akademinin içinde olmayan da öğrenme yolları var.

* Tek bir kurumda olmayacak, öğrenme kanallarımızı esnek tutmakta fayda var.
* ÖEP’nin varlığının oluşturduğu sorunlar, örneğin deneysel psikoloji dersine hoca bulunamıyor.
* Laboratuarların yetersizliği önemli bir konu.
* Hangi üniversitenin hangi ekolü benimsediğinin duyurulması ve öğrencilerin okul seçerken bu bilgiyi değerlendirebilmesi gerekir. 
* Homofobi ve ayrımcılıkla mücadele konusunda ve etik konusunda derslerin yetersiz oluşu vurgusu
* Seçmeli ders seçenekleri artırılmalı. Bazı okullardaki seçmeli dersler öğrencilerin aslında istemediği ve alan için gerekli olmayan dersler…

ç) Psikoloji eğitimi içindeki derslerin dağılımını nasıl buluyoruz?

* Sürekli teorik dersler veriliyor, uygulamaya yeterince ağırlık verilmiyor.
* Okullarda ana dersler ikinci ve üçüncü sınıfta oluyor, her alandan uygulama da bu derslerle birlikte verilebilir.
* Alanda nasıl çalışacağım ve neler yapacağımı bilmiyorum, teorik olarak psikolojiyle ilgili birçok şey biliyorum ancak nasıl uygulayacağımı bilmiyorum. 
* Bu durum okuldan okula değişiyor, bazı okullarda uygulama ağırlığı fazla ve öğrenciler çeşitli atölyelere katılmaya da teşvik ediliyorlar.
* Derslerde psikolojinin alt alanlarına dair birçok şey öğretilmeye çalışılıyor, o yüzden uygulamaya pek yer kalmıyor ve dersler teorik çerçeveden yürütülüyor.
* Bir bilim olarak psikolojide istatistik gibi derslerin önemi öğrencilikte pek kavranamıyor. 
* Alan içindeki öğrenciler psikoloji hayattan kopuk, birey odaklı olarak öğreniyorlar.  Mevcut farklı araştırma ve çalışma yöntemleri öğretilmiyor.
* Psikolojinin bilimsel görülmediğine yönelik yorumların yanında, aslında bir toplum bilimi olduğu dolayısıyla psikolojinin bilimselliğinin buna göre şekillendirilmesi ve düşünülmesi gerektiğini söyleyenler mevcut.
* Uygulamalar eksik bölümden bölüme, hocadan hocaya değişiyor uygulama sıklığı ama artırılmalı ve biz öğrenciler bunu talep etmeliyiz. 
* Staj yapma zorunlu değil birçok üniversitede. Halbuki yapılmalı ve takibi de sağlanmalı

d) Eleştirel bakış destekleniyor mu?

* Eğitimin içeriği eleştirelliğe izin veren yapıda değil birçok yerde.

* Eleştirel yaklaşımlara dair hiç bilgi verilmeden dersler işleniyor.

* Sistem eleştirel bakmaya yönlendirmiyor bazı hocaların inisiyatifiyle öğretilenler oluyor ancak bu çok kısıtlı kalıyor. Bu tür tartışmalara devam etmeli ve hocalara ulaşmanın yolunu bulmalıyız.

* Motivasyonla ilgili sorunlarımız olduğunu düşünüyorum. Öğrencilerin bilgi almaması ve hocalar tarafından motive edilmemesi eleştirel bilgiye ulaşma bakımından önemli, öğrencinin kendisinin araştırıp öğrenmesi gerekiyor.

* Kendi iç motivasyonumuzu sağlamadan gerçekleştiremiyiz eleştirel bakmayı

e) Eğitimin süresi yeterli mi?

* Bazı bölüm mezunlarının da 2 yıl yüksek lisans yaparak aynı seviyeye geliyor olması problemli bulunuyor.

* Meslek ünvanı  psikoloji lisans mezuniyetinden sonra verilmeli ve başka alanlardan gelen ve  yüksek lisans derecesiyle bu ünvanı alan bir çok insan var, bunu problemli buluyoruz.

f) Sınav sistemi nasıl olmalı?

* Teorik bilgi üzerinden sınavlar yapılıyor, yorumlamaya hiç önem verilmiyor neredeyse. Öğrenciyi çalışmaya iten bir motivasyon sağlanamıyor. Sınav yöntemiyle öğrenme motivasyonu arasında bir bağ kurmak gerekiyor.

* Eleştirel bakışın öneminin farkında olan hocalar bunu sınavlarda da gösteriyorlar.

* Eğitimin büyük bir kısmında sınavlar hep testti, geçer not almak önemliydi ve ezberlemek dışında pek bir şey yapmadım.

* Yüksek lisans zorunlu neredeyse  ve bir rekabet durumu var, sistemin kendisi buna yatkın olduğu içinde bu sınavlarla pekişmiş oluyor.

* Sınavların durumu okula ve hocalara göre değişiyor aslında ve yorumlamanın önde olduğu sınavlar ve öğretme teknikleri daha faydalı oluyor.

* Hoca sayısının az ve öğrenci sayısının fazla olması da test/ezberleme yöntemini ön plana çıkarıyor. Bu durum derslerin işleniş şekline de yansıyor.

* Açık uçlu sorularda değerlendirme sorunu da var aslında, nasıl değerlendirileceği bu sorulara verilen yanıtların önemli.

* Daha fazla hoca talep etmek önemli bu sınav ve öğretim şeklinin değişmesi için.

g) Eğitim dili ne olsun? 

* Eğitim dili Türkçe olsun ama mutlaka İngilizce öğretilsin ve materyallerin bir bölümü İngilizce olsun, okutulsun. Hocanın ve öğrencinin İngilizce konuşma, okuma kapasitesi çok önemli. Bazı İngilizce bölümlerde ikisi de yetersiz ve bu nedenle güçlük yaşanıyor.
* Türkçe bilim yapılmıyor şu anki durumda. Peki biz araştırma yaparken Kürtçe, Arapça, Hemşince konuşan anadili bu diller olan gruplarla, kişilerle çalışırken ne yapacağız?
Örgütlenme
* Rehabilitasyonda çalışan psikologlara sahip çıkılmıyor, psikologlar eylemelere katılmıyor ve birlikte hareket etmiyorlar. Sosyal hizmet uzmanları örneğin bunu çok iyi yapıyor.

* Bunu biraz da kendimiz sorgulamamız gerekiyor. Ankara’da yaklaşık 1200 öğrenci var ve buraya 40-45 kişi ancak geliyor, niye bir araya gelemiyoruz
* Ders notunu yüksek tutma zorunluluğu, öğrenciler arasında rekabet yaratıyor, herkes yüksek lisans yapamayacak onlar ne olacak?
Duyurular, Haberleşme Kanalları
* 10 Mayıs’ta TPÖÇG’ün Kuğulu Parkta psikoloji/psikolog algısını değiştirmeye yönelik bir organizyonu var katılım çağrısı yaptılar. 
* Ankara Üniversite Öğrencileri olarak açılan facebook sayfasının durması ve gerekirse bir mail grubunun da açılması da konuşuldu.

* Ankara Üniversiteleri Öğrencileri ile belirli zamanlarda biraraya gelerek ihtiyaçlar doğrultusunda okumalar ve toplantılar yapılmasına dair düşünceler dile getirildi

* Ankara Üniversiteleri öğrencileri olarak ayda bir toplanmanın çok iyi olacağı vurgulandı.



Twitter
Facebook
© Copyright 2013 - TODAP