Soma Katliamının Birinci Yıldönümünde Dayanışma Mesajı
Soma'daki maden katliamının birinci yıl dönümünde madenci yakınlarının ve onlarla dayanışma içinde olanların öfke ve üzüntüsünü paylaşıyor, katliamda hayatını kaybedenleri saygıyla anıyoruz. 

Geçtiğimiz bir sene içinde Soma'ya yaptığımız ziyaretlerde; katliamın ardından gelen ilk zamanlardaki ilgi ve desteğin gittikçe azaldığına, oysa madenciler ve yakınları için koşullarda bir iyileşme olmadığına üzüntüyle tanık olduk. Katliama neden olan özelleştirme ve taşeronlaştırma politikaları tüm hızıyla devam ederken, işçi güvenliğini sağlayacak düzenlemelerin yapılmadığını, yeni istihdam koşulları yaratılmadığı gibi güvenlik tehdidi altında madende çalışmanın yine normalleştirildiğini, bunun yanı sıra birçok maden işçisinin de işten çıkarılarak işsizliğe mahkum edildiğini gördük. Kurtarma faaliyetlerinde çalışan, arkadaşlarını kaybeden işçilerin henüz katliamın etkilerini dahi üzerinden atma fırsatı bulamadan ya işten çıkarılmanın sonuçlarıyla baş başa kaldılar, ya da  aynı riskler altında madende çalışmaya devam etmek zorunda bırakıldılar. 

Eşini kaybeden kadınlar gittikçe yalnızlaşırken, yeterli destek bulunmayınca birçok yükün altına tek başlarına girmek zorunda kaldılar, imam nikahlı kadınların ve çocuğunu kaybeden ailelerin maddi desteklerden mahrum kaldığı sıklıkla gündeme gelen bir konu oldu. Tüm bunlarda katliamdan sonra izlenen politikaların etkisini görmek de mümkündü; eşitsiz dağıtılan maddi destekler ve madenci yakınlarının ihtiyaçlarının etraflıca gözetilmeden işleyen yardım süreci Soma'da örülmekte olan dayanışmaya zarar vererek, katliamdan farklı boyutlarda etkilenen halk içinde kutuplaşmalara kadar giden ayrışmalara yol açtı. 

Hem madencilerin, hem de hayatını kaybeden madencilerin yakınlarının sürekli olarak çaresizlik ve umutsuzluk hisleriyle boğuştuklarına, bazılarının sağlık, besin gibi en temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk yaşadığına, ne hayat koşullarında ne de adalet sürecinde bir değişiklik olmamasıyla yaralarını sarmaya ne kadar uzak hissettiklerine tanık olduk. Ruh sağlığı çalışanları olarak iyileşmenin ancak hakikatin ortaya çıkarılması, adaletin sağlanması ve gelecekte gerçekleşmemesi için gerekli adımların atılmasıyla mümkün olacağına inanırken, geçtiğimiz ay başlayan Soma davasında verilen ifadeler ve faillerin cezasızlığının devam etmesi karşısında madenci yakınlarının öfke ve üzüntüsünün kuvvetlendiğini gördük. 

Bu bir sene içinde ruhsal çalışmanın fiziksel koşulların ağırlığı ve adaletsizlik karşısında ne kadar zorlayıcı olduğunu gören ruh sağlığı çalışanları olarak sorumluluklarımızdan birinin iyi oluşu mümkün kılacak dışsal koşulların yaratılması için  de mücadele etmek olduğunu biliyoruz. Bundan sonra da umudumuz ve çabamızın, insancıl çalışma koşullarından, kimsenin sermaye uğruna hayatını kaybetmediği bir dünyadan, ve faillerin cezalandırılmasıyla adaletin bir nebze olsun yerini bulmasından yana olacağını beyan ediyoruz. Tüm bunları hatırlatarak, katliamın yıl dönümünde, hem kâr odaklı politikalar sebebiyle hayatını kaybeden madencileri anmak, hem de aynı koşullarda çalışmaya devam eden madenciler ve adaletsizlikle baş başa kalan madenci yakınlarıyla dayanışma içinde, adalet ve onarım için mücadeleye devam etmeye çağrı yapıyoruz. 

Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP)
Twitter
Facebook
© Copyright 2013 - TODAP