Ortak Açıklama: Çocukları Hapsetmemek Mümkün!

 Adalet Bakanlığı’nın Eylül 2015 tarihli verilerine göre 2016 yılı içerisinde Diyarbakır, Hatay ve Tarsus olmak üzere 3, 2017 ve 2018 yılları içerisinde ise Kayseri ve Tekirdağ ili Çorlu ilçesinde birer yeni Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu açılacaktır. Bu yeni hapishanelerin her birinin kapasitesi 288’dir ve Adalet Bakanlığı önümüzdeki 3 yıl içerisinde çocuklar için 1440 ek kapasite yaratmayı amaçlamaktadır.[1]

Türkiye’de çocuklar hapishanelerde;

-Çıplak aramalara maruz kalmakta,

-Kapalı görüş uygulamasında var olan camdan ötürü ailelerine sarılamamakta, hatta dokunamamakta,

-Hapishane yönetimi tarafından verilen 3 öğün yemek dışında, içecekleri su dahil olmak üzere tüm temel ihtiyaçlarını kantinden satın alarak karşılamak zorunda kalmakta,

-Hapishane kurallarına uymadıkları gerekçesiyle 1 ay etkinliklerden men edilme, günde 21 saat olmak üzere 5 gün boyunca odaya kapatma gibi disiplin cezaları alabilmektedir.

Ayrıca;

-2009 yılından 29 Haziran 2015 tarihine kadar geçen 6 yıl içinde hapishanelerde 9 çocuk hayatını kaybetmiştir.[2] 13 Kasım 2015 tarihinde kamuoyunda paylaşılan bir habere göre hapishanelerde hayatını kaybeden çocukların sayısı 10’a yükselmiştir.[3]

-2011 yılı verilerine göre 18 yaş altı çocukların %68,6’sı hapishaneden tahliye olduktan bir yıl sonra adalet sistemine yeniden dahil olmakta ve ceza almaktadır.[4]

Bu veriler, çocuk adalet sistemindeki başarısızlığın açık göstergesidir.  Çocuklar hapishanelerde hak ihlallerine maruz kalabilmekte, ihmal veya hak ihlallerinden dolayı yaşamlarını yitirebilmektedir. Çocuklara uygulanan bu infaz rejiminden yola çıkarak, kanunda ifade edilen “iyileştirme” yerine, güvenliği esas alan bir yaklaşımın varlığını koruduğunu ifade etmek yanlış olmayacaktır.

Almanya, 1923’ten beri cezalandırmak yerine, çocuk ve gençlerin korunmasını benimseyerek, “daha iyisini aramak” gayretiyle yasalarını tam 8 kez değiştirmiş; çocuk ve gençlerin korunmasını, gelişmesini temel alan bir gençlik adalet sistemi inşa etmiştir. Hollanda, çocukların adalet sistemine girmesini bir kriz olarak nitelendirmiş ve çocukların sadece sosyal hizmet uzmanları ve psikologlar ile ilişki kurdukları; çocukların gelişmesini odaklayan bir sistem inşa etmiştir. Almanya ve Hollanda gibi birçok ülke çocukların ve gençlerin yüksek yararını temel alarak daha iyisini arama çabası içindedir.

Türkiye’nin de uymakla yükümlü olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 37.maddesinde “Bir çocuğun tutuklanması, alıkonulması veya hapsi yasa gereği olacak ve ancak en son başvurulacak bir önlem olarak düşünülüp, uygun olabilecek en kısa süre ile sınırlı tutulacaktır” denilmektedir. Türkiye’de Çocuk Koruma Sistemi, koruyucu ve önleyici hizmetler açısından yetersiz olduğu gibi, çocukların yüksek yararının söz konusu olamayacağı çocuk hapishanelerinin sayısı giderek artmaktadır.

Yeni çocuk hapishaneleri inşa ederek ne hedeflenmektedir?

İnsan Hakları ve Çocuk Hakları savunuculuğu yapan sivil toplum örgütleri, meslek odaları ve ağ/platformlar olarak, çocuk adaleti konusundaki çalışmalara çocukların ve sivil toplum örgütlerinin katılımlarını sağlamak için gereken çabayı göstermeyen Adalet Bakanlığı’nın çocuk hapishaneleri açmak konusundaki hedeflerinden endişe duyuyoruz.

Çocuklar için hapishane inşa ederek çocukları cezalandırmak yerine, çocuk hapishanelerinin kapatılarak, çocukları koruyan ve destekleyen, hapsetmeye alternatif yöntemlerin temel alındığı bir çocuk adalet sisteminin mümkün olduğuna inanıyoruz ve gereken çabayı göstermeye hazırız! Bu konunun takipçisi olacağımızı belirtiyor, siyasi partileri ve Adalet Bakanlığı’nı sorumluluk almaya davet ediyoruz.

 

İmzacılar:

Adalet Sistemi İçindeki Çocuklar Çalışma Ağı,

Ankara Çocuk Koruma Birimi,

Başak Kültür ve Sanat Vakfı,

Bebek Ruh Sağlığı Derneği,

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği,

Çocuk Alanında Çalışan Avukatlar Ağı,

Çocuk Bedenime Dokunma Platformu,

Çocuk Cezaevleri Kapatılsın Girişimi,

Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği,

Çocuk ve Bilgi Güvenliği Derneği,

Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi,

Diyarbakır Tabip Odası,

Eşit Haklar İçin İzleme Derneği,

Gündem Çocuk Derneği,

Hayat Sende Derneği,

İnsan Hakları Araştırmaları Derneği,

İnsan Hakları Derneği,

Kaos GL,

Koruyucu Aile Evlat Edinme Derneği,

Özgürlüğünden Yoksun Gençlerle Dayanışma Derneği,

Özgürlükçü Hukukçular Derneği,

Pratisyen Hekimlik Derneği Diyarbakır Şubesi,

Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği,

Sosyal Kültürel Yaşamı Geliştirme Derneği,

Şiddetsiz Toplum Derneği,

Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği,

Toplumsal Dayanışma İçin Psikologlar Derneği,

Türk Psikologlar Derneği,

Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı,

Türkiye İnsan Hakları Vakfı,

Türkiye Psikiyatri Derneği,

Uluslararası Çocuk Merkezi,

Yüksek Öğrenimde Rehberliği Tanıtma ve Rehber Yetiştirme Vakfı

[1]Bu veriler  Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nin (CİSST) Adalet Bakanlığı’na yapmış olduğu 1 Eylül 2015 tarihli Bilgi Edinme Başvurusu’na verilen 8 Eylül 2015 tarihli cevaptan alınmıştır.

[2] Bu veri, CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi’nin yanıtlanması istemiyle verdiği soru önergesinin cevabından alınmıştır.

[3] http://www.61saat.com/bolgesel/trabzon-da-cocuk-tutuklu-kendini-asti-h247862.html

[4] Aytekin Yılmaz, Eski Mahpusların Topluma Yeniden Katılımı, İstanbul 2011, Mahsus Mahal Kitaplığı, sayfa 10

17 Kasım 2015
Twitter
Facebook
© Copyright 2013 - TODAP