Katliamlara sessiz kalmıyoruz, insanlığa karşı işlenen bu suçlar karşısında tüm demokratik kamuoyunu sorumluluk almaya ve ses çıkarmaya çağırıyoruz!

Suriye'de Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) destekli cihatçı grupların kadınlara, LGBTİ+'lara yönelik saldırılarına ve son günlerde, Alevilere uyguladığı geniş boyutlu katliama tanık oluyoruz. HTŞ’nin, etno-dinsel bir toplumsal kesim olarak Suriyeli Alevileri ortadan kaldırma kastı, soykırım suçlarına işaret ediyor. Demokratik Alevi örgütlerinin belirttiği gibi, katliam sözü yaşananı tarif etmeye yetmiyor; Suriye’deki Aleviler ve diğer azınlıklara yönelik “soykırım tehdidine” evrilen bir süreç, yine, dünyanın gözü önünde yaşanıyor.

Bu kıyım ve katliam ikliminde, nefret ve şiddete karşı barışı, bir arada durmanın getirdiği cesaret ve umudu, birbirimizin yaşamını ve iyilik hâlini gözetmenin değerini hatırla(t)manın güçleştiğini biliyoruz. Öte yandan, kolektif nefret ve şiddetin toplumun farklı kesimlerinde kapanmaz yaralar açmaya devam etmemesi için, sessiz seyirciliği reddediyoruz. Ulusal ve uluslararası insan hakları mekanizmalarının işletilerek Suriye’deki Alevi kıyımının durdurulması, insani koridorun açılması ve Alevilerin can güvenliğinin sağlanması gerekliliğini savunuyoruz.