#EmeğimiziSavunuyoruz: Yönetmelik değil, meslek yasası!

Hayatlarımızı doğrudan etkileyen kararlara katılma imkanlarımızın daha da kısıtlandığı güncel koşullarda, 29 Mart 2025 tarihinde Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan Sağlık Meslek Mensuplarının Serbest Meslek İcrası Hakkında Yönetmeliğiyle karşılaştık. Pek çok psikolog muhatabı olduğu bu yönetmeliğin oluşma sürecine katılım imkânı bulamamış ve ilan edilene kadar habersiz kalmıştır. Demokratik karar alma süreçleri olmaksızın ortaya çıkarılan yönetmelik, bu haliyle ruh sağlığı alanının uygulamadaki gerçekliğiyle zayıf bir ilişki kurmuş ve psikologlar için çalışma alanları dahilinde çözülmesi gereken pek çok sorun oluşturmuştur. Mesleğimizin serbest icrasını düzenleyen yasal düzenlemelerin bizlerin de dahil edildiği bir biçimde, demokratik katılımla hazırlanması ve uygulamaya geçirilmesi önemlidir. 

 

Psikologlar yıllardır çeşitli alt alanlarıyla birlikte psikoloji bilgisinin ve uygulamalarının yasal olarak tanınması, birlikte ve bağımsız çalışmalarının, yetkinliklerinin yasal güvence altına alınması için mücadele etmektedir. Bu yönetmelikle sadece klinik psikologlara serbest çalışma hakkı tanınmakta, psikoloji mezunu olarak psikolog unvanına erişen lisans mezunlarına da klinik psikoloji alanında uzmanlaşmış meslektaşının yanında ancak çalışan olmasına imkân verilmektedir. Yönetmelik, sağlık meslek mensubu olarak sadece klinik psikologları tanıyarak psikoloji lisans eğitimlerinin yeterliliğinin sorgulanmasına alan açmakta; psikologları ise özellikle klinik psikoloji yüksek lisansı yapmaya, Sağlık Bakanlığı tarafından çözüm olarak sunulabilecek, geçmiş deneyimlerimizden bildiğimiz, ücretli eğitimleri almaya zorlamaktadır. 

 

Psikoloji lisans mezunları psikologtur ve psikoloji uygulamaları klinik psikolojiden ibaret değildir.  Yıllar içinde “Her İle Bir Üniversite” ilkesiyle arttırılan kamu üniversiteleri ve sermayenin teşvik edilmesiyle açılan özel üniversiteler, her yıl binlerce psikolog mezun etmektedir. Ancak bu sayının talebini karşılayabilecek ve daha önemlisi yeter koşullara sahip yüksek lisans programları mevcut kılınmadığı gibi artan talebe fahiş fiyatlı yüksek lisans programları sunularak karşılık verilmektedir.  Klinik psikolojide uzmanlaşmak isteyen her psikolog için nitelikli ve erişilebilir programlar sağlanmalıdır.

 

Halihazırda serbest çalışan psikologlar için de yönetmelik bir unvan sorunu yaratmıştır. Psikoloji ve/veya uygulamalı psikoloji anabilim dalları altında, klinik psikolojide uzmanlaşmayı içeren lisansüstü programlardan mezun olan bu psikologların aldıkları diplomalar ne YÖK tarafından ne de Sağlık Bakanlığı tarafından klinik psikolog unvanı için yeterli görülmektedir. Mevcut yasal düzenlemeler ve bu son yönetmelikle klinik psikolog unvanının bu şekilde sınırlandırılması ruh sağlığı alanında çalışan psikologların hak kaybına uğramasına neden olacaktır. Çelişkili bu durum, ders ve eğitim program içerikleri gözetilerek ortadan kaldırılmalıdır. Psikoloji lisans ve lisansüstü eğitimlerini düzenleyen YÖK ve yürürlükteki yasal düzenlemeler arasındaki uyuşmazlıkların ve psikolog meslek yasasının olmamasının faturası psikologlara kesilmemelidir.  Yönetmelik tarafından "tanınanlarımız" için de ayrı güçlükler bulunmaktadır; psikologların çalışma ortamına uygun düşmeyen ancak sağlanması şart koşulan fiziki, mekansal standartlarla karşı karşıya kalınmıştır. Tüm bu zorluklarla birlikte geçiş süresi olarak tanınan süre oldukça kısadır.

 

Sözün özü bu yönetmelik mesleğimizin yasal olarak tanınmasına dair bir adım   olarak sunulmuş olsa da vaadini karşılayamamış ve ne yazık ki ,  önümüze mücadele edilmesi gereken daha fazla mesele çıkarmıştır.  Emeğimizi savunmak için acil gündemimiz, yukarıda da sözünü ettiğimiz sorunların çözülmesidir. Bu kapsamda; kamu otoriteleri sorumluluklarını acilen yerine getirmeli ve (1) lisansüstü eğitimlerini tamamlamış oldukları halde "klinik psikoloji" mezunu olarak  tanınmayan meslektaşlarımızın durumu düzeltilmelidir, (2) lisansüstü eğitim durumlarından bağımsız olarak alanda bilgi ve deneyim birikimleri halihazırda yönetmelikte beklenen düzeyde olan meslektaşlarımızın unvan sorununu hızlı ve ücretsiz şekilde çözecek yöntemler bulunmalıdır, (3) isteyen tüm meslektaşlarımızın rahatlıkla erişebileceği, nitelikli ve ücretsiz yüksek lisans programlarının varlığının garanti altına alınması için gereken planlamalar, meslek örgütleri ve akademisyenlerin aktif katılımıyla acilen yapılmalıdır, (4) Mevcut yasa (1219 Sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun) ve mesleğimize ilişkin yönetmeliklerdeki eksiklik ve çelişkiler giderilmelidir, (5) Psikologların mesleki icraatlarını psikoloji bilimine, etiğine ve çalışma pratiklerine uygun biçimde tanıyan,  bağımlı ve bağımsız çalışmalarını güvence altına alacak meslek yasası çalışmaları hızlandırılmalıdır.

 

Meslek alanımızda verdiğimiz mücadele sadece bizim çalışma ve yaşam koşullarımızla değil aynı zamanda, kendi bilgi ve deneyimimizle katkı sunmaya çalıştığımız toplumun yaşam koşullarıyla doğrudan ilişkilidir. Emekten yana meslek mücadelemiz, herkesin nitelikli bir yaşam sürmesine olanak tanıyan toplumsal koşulların oluşturulmasına yönelik mücadelemizin de bir parçasıdır. Bu bağlamda emeğimizi savunurken, ortak deneyimler de yaşadığımız ve eşitlikçi ve demokratik bir toplum hayalini paylaştığımız tüm toplumsal kesimlerle dayanışma içinde olduğumuzu da vurgulamak istiyoruz. 

 

Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP)

Twitter
Facebook
© Copyright 2013 - TODAP