Her yıl haziran ayında yapılan ve milyonlarca öğrencinin “bilgi ve becerisinin” 3 saatte sınandığı ÖSS, bu yıl da binlerce öğrenciyi sınava tabi tutarak üniversite kapısının dışında bırakacaktır.
Parası olanın kazandığı, ezbere dayalı ve bir çok kurum için önemli bir rant haline gelen ÖSS, her yıl milyonlarca öğrenciyi ve aileyi adaletsiz bir yarışın içine sokmaktadır. Bu yarış, öğrencileri ve aileleri korkuya, kaygıya ve belirsizliklere maruz bırakırken, niçin, hangi koşullarda ve neyin eksikliğini gidermek için ortaya çıktığı tartışılması gereken dershanelere ve özel eğitim kurumlarına ciddi miktarlarda kazanç sağlamaktadır. Sınav kaygısı ile ilgili çalışan uzmanlar ise, kaygının kaynağını sorgulamayarak bu sürecin normalleştirilmesine katkıda bulunmaktadır.
Araştırma, sorgulama, üretme ve sosyalleşme gibi pratiklerin önem kazanması gereken bir dönemde öğrencilerin, böylesine rekabetçi, acımasız, paylaşımcılıktan uzak bir dünyaya itilmeleri, yaşamlarında telafi edilemez yaralar açmaktadır. Kazanmak için her yol mübah görülmekte ve en yakındakinin başarısızlığı dahi bir fırsat olarak değerlendirilmektedir. “Kazanan”, başarısının bedelini kendini dünyadan soyutlayarak ve bencilleşerek ödemiştir.
Bizler, ÖSS sorununun gençlerin katılımıyla, eğitimde yapılacak düzenlemelerle demokratik ve insan olmaya yaraşır bir şekilde çözülmesi gerektiğine inanmaktayız. Gençlerin kendi hayatları hakkında söz söyleme hakkını elinden alan ve sistematik olarak iradesizleştirilmesine neden olan bu sınav sistemi, bir an önce değiştirilmelidir. Milyonlarca gencin böylesine adaletsiz bir şekilde sınanmasına son verilmelidir.
Eleştirel Psikologlar ve Psikoloji Öğrencileri