Haseki Egitim Arastirma Hastanesi’nde bir Garip Psikolog - I -

Deneyim paylasimi dedik ya, anlatayim. KPSS'ye girdim, birkaç ay sonra sonuçlar eve postalandı. Bir kağıt, üzerinde bir sürü puan türü, yanında rakamlar var. Hangisi benim asıl puanım, hangisi ile tercih yapacağım, tercih yapacağim yerde beni bekleyen nedir gibi bir sürü soru. Bizim memlekette bu işler boyledir, kumar oynarsınız.

ÖSS de de aynı şeyi yaşadık. Hatırlıyorum, okulda buluşmuştuk, istişare etmek için.

Elimizde tercih kagıtları;

Arkadaşlar, mimarlık var İTÜ ama puanım Boğaziçi makinaya da yetiyor, hangisini yazayım?

Mimarlık yaz tabii, mühendis mi olacaksın?

Ne bileyim, ODTÜ kimya mı yazsam acaba bu araya.

Yüksek kimya mühendisi o arkadaşım şimdi. Zarlar öyle geldi.

Zar atar gibi, psikolog oldum ben de.. sonra Haseki'ye atandım.

Öyle denk geldi.

Durumu çalıştığım kurumdaki arkadaşlarımla, hatta patronumla paylaştım. Herkes benim gitmeme üzüldü, ama benim adıma seviniyordu. Plaketlerle uğurlandım. İyi bir şeydi heralde, hastanede çalışmak, yoksa niye sevinsin ki insanlar... Sevindim ben de...

İlk gün atama ile gelen herkesi bir toplantı salonuna soktular. Tam iki saat bekledik, neyi beklediğimizi bilmeden. Sonra kelle başı sözleşme yaptık, emeğimizi bir yıllığına kiraladık.

Bir de kod verdiler, 657 4-B, android gibi.

Bekleyiş devam ederken Başhemşire geldi,

Hemşire olmayan var mı? diye sordu kalabalığa.

Ben ve bir biyolog ayağa kalktık. Bizim sorumlumuz başhekim olduğundan, önce onunla tanışacakmışız.

Hastanelerde büyüdüm sayılır. Annem hemşire benim, kreş tatil olduğu için, yazları yanında işe götürürdü mecburen. Steteskopla türlü eşyanın sesini dinlemeyi, daktilo ile okuma yazmam varmış gibi mektup yazmayı, bir de öğle tatilinde Gülhane parkına gitmeyi severdim en çok. Hastanede rahat hissederim o yüzden.

O gün de öyle rahatım. Başhekimin huzuruna çıkmadan da bir bekleyiş. Tanışma faslını geçince polikiniklerin olduğu binada, köhne bir odaya gönderdiler. Psikoloji laboratuarı yazıyordu üzerinde. Elime de bir anahtar. Beyaz önlüğünüzü giyiniz lütfen, kuraldır.

Aylardır psikolog yokmuş, oda toz içinde, etrafta kağıt yığınları...

Oryantasyon yok, ne nerede el yordamı ile bulunacak.

Sorumluluklarım ve haklarım nedir? Bunu bilen zaten yok.

Ne yapacağım? Çalışma sistemi nasıldır? E bunu da mı devlet söylesin.

Başladım odayı temizlemeye. Abdullah efendi vardı, bir de Zuhal kızımız.

Sağolsunlar, cok yardımcı oldular...

Hatta yeni başladığım günlerden birgün saat 16: 30, poliklinik binası boşalmış, ben hala odadayım. Abdullah Efendi kapıyı çaldı:

Çıkabilirsin sen, dedi, herkes gitti.

Sonradan öğrendim, herkes Kastamonuluymuş hastanede. Kastamonulu biri girmiş, memleketlisini aldırmış. O onu derken, Haseki Eğitim Araştırma, olmuş Kastamonu Yardımlaşma.

Abdullah Efendi de Kastamonulu, o yüzden kim ne zaman çıkacak, o biliyor.

Bana nerelisin, diye soruyordu, her tanıştığım insan. Nereliydim ben sahi?

Başhekim o gün,

Uzmanlık alanın nedir?

Yüksek lisans yapmışsın, tezin hangi konu ile ilgili?

demedi.

Çalışma sistemimiz şudur.

Haklarınızı, sorumluluklarınızı şuradan öğrenebilirsiniz.

demedi.

Nerelisin?

dedi.

Uzun uzun anlatmadım nereli olduğumu. ‘Buralıyım’, dedim ‘Haseki’de doğdum’.

Psikiyatristlerle tanıştım sonra.

Biri psikolojiye, terapiye falan inanmıyor.

Bilim teğet geçmiş. Manisa’da öğrendim diyordu ben doktorluğu. Hani şu akıl hastalarına nasıl davrandığını televizyonlarda skandal haberlerinden öğrendiğimiz yerde.

- Nerelisin? dedi.

- Test öğren, zeka testi, gelişim testi yapacaksın!

Diğeri terapiye inanıyor, dinamikçiyim ben dedi. Bakırköy’de almış uzmanlığını. Biraz daha insancıl.

Evli misin? dedi o da.

İdealist bir tipe benziyorsun. Git o zaman test öğren.

Aylarca testleri öğrenmeye çalıştım. Kursa gideceksin dediler, ücret 1000 YTL. Türk Psikologlar Derneği Garanti Bankası hesabına yatırılacak. Eğitimi veren, bizim okulda hoca.

Okulda biz neden öğrenmemiştik sahi bu testleri?

Gidemem ki, para yok. Rehberlik Araştırma Merkezi'nde çalışan arkadaşlarım vardı. Abim, ablam sayılırlar. Sağolsunlar, onlardan öğrendim tüm testleri.

Evlerinde kalıyordum hatta Pazar akşamından gidip. Sarıyer’deler çünkü onlar, ben Şirinevlerde.

Bir de bana malzeme verdiler; gelişim testleri, zeka testleri... Hepsini anlattılar, öğrettiler tek tek. Bakırköy’e de gittim sonra bir ay boyunca, kişilik testlerini öğrenmek için.

Testleri öğrendim böylece. Başladım çalışmaya.

Twitter
Facebook
© Copyright 2013 - TODAP