16. Ulusal Psikoloji Kongre’sine biz de panellerimiz, konuşmacılarımız, katılımcılarımız ve “Kongreler Ücretsiz Olsun” kampanyamızla katıldık. Becerebildiklerimiz, beceremediklerimizle birlikte kongrede eylediklerimiz ve yapmayı düşündüklerimiz yer yer başarılı, yer yer eksik, yer yer umut verici, yer yer umut kırıcıydı. Kongrenin ilk günü kapıya gittiğimizde kapıda karşılandık ve de bilginin satılabilir olmasını bakkalda peynirin de parayla satılıyor olması üzerinden meşru göstermeye çalışan, kongre için ayarlanan şaraba harcanan paraların anlatılmasıyla yüzümüzde ince tebessümler uyandıran bir varoluştu bizi karşılayan. “Ücret ödemeden gelenleri alırsak, ücret ödeyerek girenlere ayıp olur.” denilmesine karşı, bunu ücret ödeyerek salona girenlerin kendilerine sormayı defalarca talep ettiysek de nedense, kapıdakiler buna yanaşmadılar. Reddedilme olasılığımız pahasına bizim demokrasiden anladığımız buydu.
Ücret ödeyerek kongreye giren meslektaşlarımıza, bizim maksadımızın kendilerini mağdur etmek olmadığını bir daha ifade etmek isteriz. Ücret ödeyerek kongreye giren meslektaşlarımızı asıl mağdur eden yüksek kongre ücretleridir. Ne ücretini ödeyemediği için kongreye gelemeyen meslektaşlarımız, ne de orada olup ücretsiz girmek konusunda ısrarcı olan meslektaşlarımızdır bu durumu yaratan. Ücret ödeyemedikleri için kongreye gelemeyen meslektaşlarımız zaten hâlihazırda mağdur değiller mi? Ücretlerini ödeyip içeri giren meslektaşlarımız da zaten hâlihazırda mağdur değiller mi? Öyleler. Biz kongrelerin ücretsiz olmasını, önceden ücretini yatırmış olan için de, ücret ödeyemeyen için de, sosyolog için de, felsefeci, vb. için de istiyorduk. O nedenle bu eylemimiz ileriki kongrelerin de herkes için ücretsiz olmasını sağlayacak bütünlüklü bir kampanya olarak değerlendirilmelidir. Mağdur edenin yerine geçmek gibi bir niyetimiz olmamıştır ve olmayacaktır.
Kongre süreci nasıl devam etti derseniz… Sonrasında kendi panellerimizi, sunumlarımızı programa dâhil oldukları gibi yaptık, sunumlara panellere katıldık. Kongreye kampanyamızla birlikte katıldık. Bunlar elde ettiğimiz kazanımlardı. Fakat asıl önemli olan, fiili olarak elde etmiş olduğumuz bu kazanımları kongrelerin tamamen ücretsiz olması için ileriye taşımaktır. Bu kazanılar ve bunlara ek olarak kongre sürecinde tanıştığımız insanlar, paylaştığımız bilgi ve deneyimler bize mücadele ve dayanışmanın önemini bir daha gösterdi.
Bize en çok gelen eleştirilerden biri ise kongrelerin ücretsiz olmasının nasıl mümkün olacağıydı. Daha önceden de belirttiğimiz gibi ücretsiz kongre örnekleri (Sosyal Bilimler Kongresi, Karaburun Bilim Kongresi, Sosyoloji ve Felsefe Öğrenci Kongreleri) önümüzde durmaktadır. İlkesel tutumumuzu bilginin satılmaması gerektiği önermesi üzerine inşa etmiştik. Kongrenin 3. gününde düzenlenen “Ücretsiz Kongre Nasıl Yapılır” konulu forumda da teknik olarak bunun nasıl sağlanabileceği üzerinde konuşuldu. Bu forumun sonuçları “Kongreler Ücretsiz Olsun Kampanyası Düzenleyicileri” imzasıyla yayınlanacaktır. Umarız bu da, kampanyamızı altı dolu olmayan önermeler üzerine kurduğumuz eleştirilerinin önüne geçmekte bir adım olacaktır.
Sonuç niyetine, bu kampanyaya destek veren herkese desteklerinden dolayı, kampanyayı desteklemeyen ama bizimle fikirlerini paylaşan herkese fikirlerini paylaştıkları için teşekkürü borç biliyoruz.
Bir dahaki psikoloji kongrelerini para ödeyebilen, ödeyemeyen herkesin katılımıyla, mesleki ve toplumsal bilgimizi birbirimizle paylaşmak için hep birlikte düzenlemeyi diliyoruz. Belki şarap değil ama kendi dost bütçelerimizden karşılayacağımız çaylar paylaşımı daha da artıracak, önceliği imaja değil içeriğe vermek bize daha fazla yarar sağlayacaktır.
Bu kongrede yaktığımız ufak mumlar çoğalarak bütün kongrelerimizi aydınlatsın.
TOPLUMSAL DAYANIŞMA İÇİN PSİKOLOGLAR DERNEĞİ GİRİŞİMİ
* İlgili haber: http://www.haberlink.com/haber.php?query=48068