Türkiye Psikiyatri Derneği’nin 25.12.2009 tarihinde Mersin İl Sağlık Müdürlüğü’ne yaptığı başvuruyla psikolojik danışmanlık merkezi adı altında faaliyet gösteren merkezlerde “tıp fakültesi mezunu olamadıkları halde hasta muayenesi ve tedavisi” yapıldığı gerekçesiyle bu merkezlerin kapatılması talebinde bulunduğunu görüyoruz. Daha önce de, derneğin hekim olmayan kişilerin psikososyal hizmet vermesini eleştiren bildirisine karşı görüşlerimizi belirtmiştik. Türkiye Psikiyatri Derneği’nin başta psikologlar olmak üzere psikososyal destek alanında çalışan diğer meslek gruplarına karşı yürüttüğü ve artık sistematik hale gelmekte olduğunu düşündüğümüz bu tutumunun kabul edilemez olduğunu düşünüyoruz.
Türkiye Psikiyatri Derneği’nin, 21.04.2008 tarihli Sınır İhlalleri Görev Grubu Raporu’nda ortaya koyulmuş olan tespit ve görüşler, bugün karşı karşıya olduğumuz iktidar mücadelesinin, iddia ettiğini kamuoyu yararını gözetme amacından oldukça uzak olduğunu gösteriyor. Zira, bahsi geçen raporda psikologların alanda bağımsız çalışmalarını halk sağlığını tehdit eden bir unsur ve/veya “sağlık suistimali” olduğunun belirtilmesi ve psikologların bağımsız bir meslek grubu haline gelmesi halinde “psikiyatri uzmanlarının hiçbir şekilde karışamayacağı ikinci bir ruh sağlığı mesleği” nin ortaya çıkacağından duyulan endişenin dile getirilmesi gibi örnekler yer almakta. Psikologları ve alanda çalışan diğer meslek gruplarını pasifize etmeye yönelik bu tür beyanat ve eylemler bize Türkiye Psikiyatri Derneği’nin açık bir rant kaygısı taşıdığını düşündürüyor.
Psikososyal desteğin ancak psikiyatrist, psikolog, psikolojik danışman, sosyal hizmet uzmanı gibi meslek gruplarının birlikte çalışması halinde başarılı olacağı tün dünyada kabul gören bir gerçektir. Bu nedenle, psikososyal destek hizmeti veren meslek gruplarının mensuplarının bu alanı bir gelir kapısı konumuna indirgemesini ve böylesi bir rekabet ortamının oluşturulmasını oldukça endişe verici buluyoruz. Alanda çalışan psikiyatri uzmanlarının çalışma koşullarının getirdiği yükün ve emeklerinin karşılığını alamıyor olmaktan duydukları rahatsızlığın farkındayız. Ancak, bu sorun diğer meslek gruplarını hekimlere bağımlı hale getirerek çözülemez. Çözümün, yalnızca çalışanları değil aynı zamanda hizmet alanları ve onların yakınlarını da mağdur ettiğine inandığımız mevcut sağlık sisteminin değiştirilmesinden geçtiğini düşünüyoruz.
Türkiye Psikiyatri Derneği’nin internet sitesinde yer alan belgelerden birinde belirtildiği üzere Türkiye’de her 100.000 kişiye 1 psikiyatri uzmanı ve 1 psikolog düştüğünü hatırlatarak, klinik psikoloji ve psikiyatri arasında oluşturulmaya çalışan bu iktidar mücadelesinin karşısında olduğumuzu bir kez daha belirtmek istiyoruz. Psikososyal destek hizmeti alan bireyler üzerinden güç mücadelesi yürütmeye yönelik girişimlerin herhangi bir meslek grubunca tekrarlanmamasını ümit ediyoruz. Son olarak, kolaylıkla ulaşılabilir ve nitelikli psikososyal destek hizmetinin sağlanmasının önemine dikkat çekerek, Türkiye Psikiyatri Derneği başta olmak üzere tüm kişi ve kurumları özgürleşmeci bir pratiğin kurulması yönünde düşünmeye, paylaşmaya ve çalışmaya davet ediyoruz.
Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği Girişimi (TODAP)