10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü, 1992 yılından bu yana ruh sağlığı alanında farkındalık yaratmak amacıyla dünya çapında kutlanıyor. Biz de bu amaçla tüm meslektaşlarımızı ve kamuoyunu ruh sağlığı alanı üzerine düşünmeye davet ediyoruz.
Ruh sağlığı nedir? Neleri gerektirir?
Ruh sağlığı genel olarak kişinin işlevselliği ve uyumu üzerinden tanımlanır. Oysa bu tanımlama eksiktir ve toplumsal bağlamın kendisinin sorgulanmasını göz ardı eder. Bireyin üzerindeki ekonomik, politik ve toplumsal dayatmalar kişinin iyi olma halini zedeler. Bu doğrultuda, kişinin ”belirtileri“, içinde yaşadığı toplumsal koşullara birer tepki olarak da ele alınabilir. Yalnızca bu tepkilerin “tedavi edilmeye” çalışıldığı, altında yatan dayatmaların sorgulanmadığı bir ruh sağlığı anlayışı, bu dayatmaları besleyerek bunların sürmesine neden olmaktadır. Bize göre ruh sağlığı, kişinin işlevselliğini ya da uyumunu bozan belirtilerin yokluğu yerine, kişinin her türlü baskı ve sömürü mekanizmasından azade olduğu veya bu mekanizmalarla mücadele edebildiği bir hali ifade eder.
Sağlıklı bir toplum olmak, sadece sağlık sisteminde “hastalıklara” müdahale edilmesiyle değil, toplumsal barış, dayanışma ve adaletin sağlanması, ayırımcı ve baskıcı mekanizmaların saptanması ve ortadan kaldırılması, kişilerin kendilerini özgürce ifade edebilecekleri bir yaşam sürdürebildikleri bir ortamın hazırlanmasıyla ve koruyucu hizmetlerin sağlanmasıyla mümkün olur.
Kime ve nasıl hizmet veriyoruz?
Mevcut sağlık sisteminin dayatmaları nedeniyle giderek daha da önem kazanan ve yaygınlaşan “hastalık” kategorileri, hizmet alan pek çok insanın damgalanması ve gerek iş hayatında gerekse sosyal hayatta mağdur konuma düşmesiyle sonuçlanıyor. Bunun yanı sıra, devlet hastanelerinin kapılarındaki kuyrukların giderek uzadığı ve özel psikoterapi ücretlerinin pek çok kişi tarafından karşılanamayacak düzeyde olduğu günümüz koşullarında insanca sağlık hizmeti almak neredeyse imkânsız hale gelmiş durumda. Bu nedenle, 10 Ekim gününde tüm ruh sağlığı alanı çalışanlarını, konularının ve muhataplarının insan olduğunu ve insanın içinde bulunduğu sosyal-politik koşullardan soyutlanarak ele alınamayacağını bir kez daha hatırlamaya davet ediyoruz.
Ne tür koşullar altında çalışıyoruz?
Madalyonun öteki yüzünde ise psikologların çalışma koşulları giderek güvencesizleşiyor. Meslek yasasının çıkmasının giderek gecikmesine ek olarak, çıkacak yasanın ne gibi yeni mağduriyetler yaratacağı üzerine de pek çoğumuz endişe duyuyoruz. Dahası, gerek devlet kurumlarındaki sözleşmeli çalışma sistemi gerekse özel eğitim kurumları gibi alanlardaki iş tanımı, ücret politikası vb. konulardaki belirsizlikler nedeniyle psikologların önemli bir kısmı eğitiminin gerektirdiği hizmeti sağlayamadığı gibi üstüne bir de işten çıkarılma kaygısıyla baş başa kalıyor. Biz, psikologlar olarak bu koşullar altında çalışmaya mecbur olmamamız gerektiğini ve değişimin mümkün olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle, bu 10 Ekim’den itibaren, tüm meslektaşlarımızı insanca çalışmamıza imkân sağlayan çalışma koşulları ve emekten yana bir meslek yasası için mücadeleye davet ediyoruz.
Ruh sağlığı, doğası itibariyle oldukça fazla gri bölgenin bulunduğu bir alan… Bizler de hala resmi bir meslek tanımı olmayan insanlar olarak bu gri bölgelerde hizmet vermeye çalışıyoruz.
Tüm olumsuz koşullarına rağmen alanda çalışmaya devam eden meslektaşlarımızın Dünya Ruh Sağlığı gününü kutluyor, bundan sonraki 10 Ekim’lerin insana insanca hizmet verişimizi kutladığımız günler olmasını diliyoruz.
TOPLUMSAL DAYANIŞMA İÇİN PSİKOLOGLAR DERNEĞİ GİRİŞİMİ (TODAP)