İstanbul, 5 ekim 2008 -
'Yörsan direnişi'ne eleştirel psikologlar ve psikoloji öğrencilerinden destek:
Sendikaya üye olan 400 kadar Yörsan işçisi, 2007 Aralık ayında sebep gösterilmeden işten atılmaları üzerine direnişe başladılar. Direniş boyunca gördükleri birçok baskıdan sonra, 10 Eylül 2008 tarihinde kaymakamlık ve valilik, "çevre okullardaki öğrencilerin psikolojisini bozdukları"gerekçesiyle eylemlerini durdurmalarını istedi. İşçiler, bir sonraki sabah panzerler ve polislerle karşılaştılar.
Öncelikle belirtilmelidir ki; iş güvencesi ve örgütlenme temel insan hakları arasındadır. İşçiler aylardır sürdürdükleri bu eylemle haklarını aramaktadırlar. Okullarda çocuklara demokrasinin ne olduğu öğretilirken, en temelde kendi haklarının farkında olmaları ve bu hakları için mücadele etmeleri vazgeçilemez hedefler olmalıdır. Bu çerçeveden bakıldığında, Yörsan işçilerinin direnişi, hak arama eyleminin; demokrasinin ve insan haklarının temel bir unsuru olduğunu çocuklara ve bütün Türkiye’ye göstermektedir.
Bizler inanıyoruz ki; insanların dayanışma içinde hak arama mücadelesi yürütmeleri ve bu mücadelelere tanık olmak insanların kendi hayatlarıyla ilgili söz söyleyebilme, dünyada bir şeyleri değiştirebilme yolunda özgüvenlerini destekler. İnsanları güçsüzlük ve çaresizlik duygusuna iten şey hakkını arayamama ve sesini duyuramamaktır. Dolayısıyla, valiliğin ileri sürdüğü gibi ortada bir "ruh sağlığı"problemi varsa; bunun nedeni işçilerin eylemleri değil, onları polis şiddetiyle korkutmaya ve sindirmeye çalışmak, seslerini duyurmalarına engel olmak ve onları belirsiz ve güvencesiz bir geleceğe mahkûm etmektir.
Bizler inanıyoruz ki; insanların dayanışma içinde hak arama mücadelesi yürütmeleri, bu mücadeleye tanık olan insanların yalnızlaşmış, metalaştırılmış hayatlarının farkında olmalarını sağlayacak ve tektipleştirilmiş bu kapitalist hayatlardan kurtulmak için mücadele edecek gücü bulmalarını sağlayacaktır. Dolayısıyla, valiliğin ileri sürdüğü gibi ortada bir "ruh sağlığı"problemi varsa; bunun nedeni işçilerin eylemleri değil, onları belirsiz ve güvencesiz bir geleceğe mahkûm eden sistemi sorgulatmamak ve bunun için işçileri polis şiddetiyle korkutmaya ve sindirmeye çalışmaktır.
Biz, bu basın açıklamasına destek veren psikolog ve psikoloji öğrencileri, insanların daha mutlu ve daha umutlu olabilmelerinin hak arama bilinci ve mücadelesinden bağımsız olamayacağını düşünüyoruz. Yörsan işçilerinin ve bütün ezilenlerin yanında olacağız; bilgimiz ve emeğimizle onlarla dayanışmanın ve toplumsal bilimleri ezilenlerin eylemleriyle birlikte tekrar düşünmenin toplumsal bir görev olduğuna inanıyoruz.Yörsan işçilerinin direnişi sona ermeden Yörsan ürünleri tüketmeyeceğimizi, bununla beraber Yörsan reklamlarını yayınlayan gazeteleri almayacağımızı bütün kamuoyuna duyuruyoruz.
Yörsan işçisi yalnız değildir!
Eleştirel Psikologlar ve Psikoloji Öğrencileri
İlgili haber: http://www.sendika.org/yazi.php?yazi_no=19762
|