Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP) olarak 5 farklı eksende yaptığımız çalışmalar ile hazırladığımız ve/veya dâhil olduğumuz bildiri, metin ve imza kampanyalarını aşağıda bulabilirsiniz.
Ankara TODAP 12 Ekim Cumartesi günü saat 16:30’da Hezarfen Kafe'de olacak. Sen de gel…
Hatırlatalım; Suriye, zorla yerinden edilmiş insanların geri gönderileceği güvenli bir ülke değildir.
Daha fazla çocuğun bu döngüde kaybolup gitmemesi için çocuk hapishanelerinin derhal kapatılması gerektiğini psikologlar olarak bir kez daha dile getiriyoruz.
Olağanüstü Hal rejiminin gündelik hayatlarımızı etkileyen, hissedilen ve görünen pek çok yüzü var. Görünenler kadar yıkıcı bir görünmeyen yüzü OHAL'in kadınların hayatlarında yol açtığı tahribattır.
Aşağıda Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP) olarak 2016 yılının Ocak ayı ile Aralık ayı arasında yaptığımız işlerin listesini bulabilirsiniz.
Hiç kimsenin yaşamak/yaşatmak için ölmeyi düşünmediği veya ölmek zorunda kalmadığı, yaşatmak için daha fazla yaşamayı hayal edebildiği bir toplumsal dayanışmayı örgütlemekle sorumluyuz.
Kaygılıyız, üzüntülüyüz, öfkeliyiz; ama yaşamdan ve barıştan yana durmaktan vazgeçmeyeceğiz.
3 Aralık Cumartesi günü tüm psikoloji öğrencilerini ve mezunlarını bekliyoruz.
Aralarında TODAP Kadın Komisyonu'nun da bulunduğu kadın örgütlerinin çağrısıdır.
10 Ekim Ankara Katliamı'nın yıldönümünde, bileşenlerinden olduğumuz PSDA'nın yaptığı açıklamayı paylaşıyoruz.
14-16 Ekim tarihlerinde Mersin'de düzenlenecek olan sempozyumun programına ve kayıt formuna buradan ulaşabilirsiniz.
Tutuklulukların son bulması, adalet ve barış talebimizde ısrarcıyız.
Kaygılıyız, üzüntülüyüz, öfkeliyiz; ama yaşamdan ve barıştan yana durmaktan vazgeçmeyeceğimizi söylemeye devam ediyoruz.
İhtiyaç duyanlar ve destek almak isteyenler için çalışmalarımızın halen sürdüğünü ve yönlendirmelerin devam ettiğini bildirmek isteriz.
Çocuk evliliklerine mahkemeler tarafından verilen izinlerin yarattığı hak ihlallerinin önlenmesi için; çocuğun insan haklarıyla ilgili çalışan örgütlerin kısa, öz ve ortak açıklamasıdır.
20 Nisan 2016 Çarşamba, 9.00
Karaman Ağır Ceza Mahkemesi
“Psikoloji Lisans Eğitimi Öğrenci Forumları”nda bir araya geldik. Birinci buluşmayı İstanbul’da ve ardından diğer buluşmaları İzmir, Ankara, Mersin ve yine İstanbul’da gerçekleştirdik.
EFPA (Avrupa Psikologlar Birlikleri Federasyonu) Türkiye’de psikologların tutuklanmasını resmi olarak protesto etmekte ve Barış için Akademisyenler girişimine karşı artan devlet baskısına yönelik endişelerini bildirmektedir.
Cinsel Sömürü ve İstismarın Gerçekleştiği Kurumları Değil
Cinsel Şiddettin Her Türünden Çocukları Korumalısınız!
Kaygılıyız, üzüntülüyüz, öfkeliyiz; ama yaşamdan ve barıştan yana durmaktan vazgeçmeyeceğiz.
Ankara’da yaşanan üçüncü bombalı saldırıda hayatını kaybeden herkesi saygıyla anıyor, hayatta kalanlar ve yakınlarıyla dayanışma içinde olduğumuzu ifade ediyoruz.
Ankara’yı tekrar vurdular. 13 Mart 2016 günü Ankara Kızılay’da gerçekleşen bombalı saldırı nedeniyle bir kez daha sarsılmış durumdayız.
LGBTİ dostu belediye olma sözü veren Kadıköy Belediyesi billboardlarında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Kadın ve LGBTİ örgütlerine yer verdi.
Yaşam hakkına ve barış içinde bir arada yaşama isteğine yönelik bu saldırıda hayatını kaybeden insanlar olması sonucu acılı ve derinden üzgünüz.
Aşağıda Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP) olarak 2015 yılının Ocak ayı ile Aralık ayı arasında yaptığımız işlerin listesini bulabilirsiniz.
Aşağıda Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP) olarak 2014 yılının Ocak ayı ile Aralık ayı arasında yaptığımız işlerin listesini bulabilirsiniz.
Aşağıda Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP) olarak 2013 yılının Ocak ayı ile Aralık ayı arasında yaptığımız işlerin listesini bulabilirsiniz.
Günlerce, haftalarca süren sokağa çıkma yasaklarıyla yüz binlerce insanın, tüm insan haklarının ihlal edildiği bir süreci yaşıyoruz.
Çocuklar öldürülüyor. Çocukların öldürüldüğü bir ülkede nasıl bir gelecek kuracağız? Bizim buna rızamız yok.
“Yurdunu sevmeliymiş insan, öyle diyor hep babam
Benim yurdum ikiye bölünmüş ortasından, hangi yarısını sevmeli insan?”
"Çocuklar İçin Barış" diyen bütün kurumları, bireyleri, basın emekçilerini sesimizi ve taleplerimizi yükseltmek üzere, 13 Ocak günü Saat:1230’da; İstanbul, Ankara ve İzmir’de bekliyoruz.
İnsan hakları aktivisti Zafer Kıraç, bir süre önce cezaevindeki çocukların ücretsiz mektuplaşabilmesi için bir imza kampanyası başlattı.
Bilindiği üzere sokağa çıkma yasağı ilan edilen bölgelerde çocukların yaşam hakları ihlal edildiği gibi insan hakları hukukuna aykırı olarak; eğitim hakları da ihlal edilmektedir.
Biz çocuk ve insan hakları örgütleri, sendikalar, meslek örgütleri, akademisyenler, sanatçılar, milletvekilleri, gazeteciler, kadın ve LGBTİ örgütleri, öğrenciler, sivil inisiyatifler, siyasi parti ve oluşumlar olarak ülkemizde 7 Haziran’dan bugüne devam eden çatışma ortamının acilen son bulmasını istiyoruz.
10 Ekim Dayanışması tarafından 5 Aralık'ta Ankara'da gerçekleştirilecek olan panelin programını burada bulabilirsiniz.
Bu intiharın politik olduğunu biliyor ve devleti çocuk haklarına ve insan onuruna uygun politika üretmeye çağırıyoruz.
Çocukları koruyan ve destekleyen, hapsetmeye alternatif yöntemlerin temel alındığı bir çocuk adalet sisteminin mümkün olduğuna inanıyoruz.
Hacettepe Üniversitesi'nde düzenlenecek olan ve konuşmacı olarak katılacağımız etkinliğin çağrısını aşağıda bulabilirsiniz.
Bu dayanışmanın bir parçası olarak, fiziksel ve psikolojik yaralarımızı sarmanının dayanışmasını da göstermek önemlidir.
Ev ve kurum ziyaretleri yapmayı, kişileri ruhsal travma ve sonrası oluşabilecekler ile ilgili bilgilendirmeyi, bireysel ve grup psikoterapileri hizmeti sunmayı planlıyoruz.
Dayanışmayı yükselten, kendimizi ifadeyi kolaylaştıran, farklı disiplinlerden deneyimlerimizi paylaşmayı mümkün kılan bir yöntemle biraraya gelmeyi planlıyoruz.
TODAP'ın emek, demokrasi ve barış mücadelesi içinde yer almaya çalışan bir meslek örgütü olduğu düşüncesiyle toplantıyı yine de yapma kararı aldık.
Evlerimize, iş yerlerimize, arabalarımıza siyah bezler asıyoruz, yakalarımıza siyah kurdeleler takıyoruz.
DİSK, KESK, TTB ve TMMOB tarafından 12-13 Ekim için ilan edilen greve TODAP olarak biz de destek vereceğiz.
Tüm zeminlerden, yaşadığımız, çalıştığımız tüm alanlardan haykırıyoruz: Yeter Artık!
Mülteci çocukların eğitim hakkı bir lütuf değil, devletlerin yükümlülüğüdür.
Herkese Sesleniyoruz!
Barıştan yana taraf olanların sesinin daha çok çıkması başka insanların, çocukların ölmemesi için şarttır.
Son olarak beşinci buluşmayı yine İstanbul’da gerçekleştirdik.
Özgürlüklerin ve haksızlığa karşı mücadelenin desteklendiği, tüm üniversite bileşenlerinin haklarının güvence altına alındığı ve emeğin korunduğu bir üniversite anlayışı için...
Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Psikoloji Bölümü öğrencileri olarak can güvenliği ve eğitim hakkımızı istiyoruz!
Öğrenci forumlarının beşincisini 17 Mayıs 2015 Pazar günü yeniden İstanbul’da bir vakıf üniversitesinde düzenleyeceğiz.
TODAP üyesi Banu Bülbül'ün bir yazısını paylaşıyoruz.
ODTÜ'de yapılan 3. buluşmanın raporunu burada bulabilirsiniz.
Verilen psikoloji eğitiminin içerik ve/veya yöntemine dair rahatsızlık duyan, bunu değiştirmek isteyen, Mersin ve Adana'daki tüm psikoloji öğrencileri buluşmamıza davetlidir.
13 Nisan Pazartesi günü Soma katliamının ilk davası Akhisar'da görülmeye başlanacak.
Roboskî’de askerin katlettiği 8 katır, Türkiye’de yaşama, umuda, barış ve adaletin katledilmesi demektir.
İkinci forumu 7 Mart 2015 Cumartesi günü İzmir’de, Türkan Saylan Alsancak Kültür Sanat Merkezi’nde düzenledik.
Öğrenci forumlarının üçüncüsünü 29 Mart 2015 Pazar günü Ankara'da ODTÜ Fizik Bölümü P-1 Amfisi'nde düzenliyoruz.
28 Şubat Cumartesi günü saat 13:00’da, bu defa İBB’nin Saraçhane’deki başkanlık binası önünde olacağız.
TODAP Ankara Söyleşilerinin ilkini 21 Şubat'ta gerçekleştiriyoruz.
Üyemiz Baran Gürsel'in Praksis dergisinde yayınlanan bir yazısını sizinle paylaşıyoruz.
Göçmenlere ve özellikle de kadınlara karşı devlet eliyle yürütülen bu ayrımcı politikalara bir an önce son verilmelidir.
Taş Dile Geldiğinde kitabının yazarı ve TODAP üyesi Sedat Yağcıoğlu ile düzenlenecek söyleşinin duyurusunu burada bulabilirsiniz.
Lisans eğitiminin sorun ve ihtiyaçlarının, daha geniş katılımlarla ve daha üretici ortamlarda tartışılmasının anlamlı olacağını düşünüyoruz.
20 Kasım Çocuk Hakları Günü vesilesiyle yapılan açıklamayı burada bulabilirsiniz.
Türkiye'de Çocuklar İlişkin Sorunlar ve Alternatif Politika Arayışı Uluslararası Sempozyumu - 29-30 Kasım, Malatya
Onur Yaser & Hatice Can’larımız için Adalet Platformu'nun çağrısını paylaşıyoruz.
26-27-28 Eylül tarihlerinde ODTÜ'de düzenlenecek olan IV. Eleştirel Psikoloji Sempozyumu'nun programını burada bulabilirsiniz.
IV. Eleştirel Psikoloji Sempozyumu için bildiri özeti gönderme tarihi 31 Temmuz'a uzatılmıştır.
20 Temmuz’da kadın cinayetlerine karşı isyanımızı haykırmak için ev işi, çocuk bakımı dayatmalarına da kulak asmadan sokaklara çıkıyoruz!
Bir önceki çağrı metninde verilen e-posta adresi hatalıdır. Bildiri özetlerinin elestirelpsikoloji2014
@gmail.com adresine gönderilmesini rica ederiz.
TODAP Kadın Komisyonu'nun da imzacıları arasında yer aldığı açıklamayı paylaşıyoruz.
10-11 Mayıs'ta yapılmış olan Çocuk Cezaevleri Kapatılsın Girişiminin Mersin Toplantısı Sonuç Bildirgesine buradan ulaşabilirsiniz.
26-27-28 Eylül 2014 tarihlerinde dördüncüsü düzenlenecek olan Eleştirel Psikoloji Sempozyumu'nda sunulacak bildiriler için yapılan çağrıyı burada bulabilirsiniz.
Birinin işkencecileri ve onları koruyanlar ile ötekinin katili ve onu koruyanlar ise ortaya konan bir mahkeme parodisinden ufak tefek sıyrıklarla kurtuldular.
Eş zamanlı olarak 12 şubat 12.30'da Ankara, İzmir, Diyarbakır, Mersin, İstanbul Ceza İnfaz Kurumları önünde yapılan basın açıklamasına buradan ulaşabilirsiniz.
Aşağıda Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP) olarak 2012 yılının Ocak ayı ile Aralık ayı arasında yaptığımız işlerin listesini bulabilirsiniz.
Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği konusunda alınan başvurularda dikkat edilmesi gereken noktalar üzerine Prof. Dr. Selçuk Candansayar ile yapacağımız söyleşiye sizleri de bekliyoruz.
Haber doğru ise, bahsi geçen psikologun, istismar olayından çocuğun sorumlu olabileceği gibi yanlış bir algı oluşmasına katkıda bulunduğu görülmektedir.
Meslek tanımsızlığı ve unvan belirsizliği, psikologlar ve psikoloji öğrencileri için güvenceli çalışma ve toplum yararına nitelikli hizmet sunabilmenin önündeki önemli engellerden biridir. Bu soruna karşı mücadele büyüyerek sürüyor.
Üyemiz Baran Gürsel'in Kampfplatz dergisinde yayınlanan Sınıf ve Psikolojisi İlişkisini Yeniden Kurmak adlı yazısını aşağıda paylaşıyoruz.
Psikologlar ve psikoloji öğrencileri olarak güvenceli çalışma ve meslek hakkımızı savunmak için sokağa çıkıyoruz!
Buluşma: 10:00 Ankara Garı Önü
14 Mayıs'ta Ankara'da* ve 18 Mayıs'ta İstabul'da** yaptığımız basın açıklamalarının metinlerini aşağıda bulabilirsiniz.
Psikologlar olarak yaşadığımız sorunların önemli bir bölümünün kaynağını mesleğimizin tanımlanmamış olması, görev ve sorumluluklarımızın belli olmaması ve unvanımızın yasal güvence altında olmaması oluşturuyor. Alanda hizmet vermeye hazırlanan, hizmet veren ve bizden hizmet alanların haklarını koruyacak emekten ve toplumdan yana bir meslek yasası ihtiyacı açık bir şekilde önümüzde duruyor.
TODAP Ankara olarak, işlerliğimizi arttırmak ve şimdiye kadar aramıza katılamamış arkadaşlarımıza ulaşmak için 9 Mart 2013 Cumartesi günü saat 15.00'de Eğitim Sen 5 no'lu şubede bir tanışma toplantısı yapıyoruz. Ankara'daki bütün arkadaşlarımızı tanışma toplantısına bekliyoruz.
Geçen hafta Çağdaş Hukukçular Derneği’nin (ÇHD) Ankara’daki Genel Merkezi’nde, İstanbul Şubesi’nde ve ÇHD üyesi avukatların evlerinde aramalar yapılmıştır. Çağdaş Hukukçular Derneği’ne yapılan baskınlarda birçok avukat gözaltına alınmış, çıkarıldıkları mahkemece 1'i serbest bırakılmak üzere 9’u tutuklanmıştır.
Açlık grevleriyle ilgili İzmir'de 09 Kasım, İstanbul ve Ankara'da 11 Kasım'da yapılacak olan basın açıklamalarının duyurusunu aşağıda bulabilirsiniz.
Mecliste görüşülen torba yasanın psikologları ilgilendiren 9. ve 11. maddesinin kabul edilmesiyle yasa Cumhurbaşkanlığının onayına sunulmuştur.
Aşağıda ismi yazılı sendika ve meslek örgütlerinin* çağrıcısı olduğu 3 Nisan'da Ankara'da yapılacak olan güvenceli iş mitingine Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP) olarak biz de katılıyoruz. Çoğumuzun büyük bir sorunu olan güvencesiz ve esnek çalışmaya karşı birlikte yürümek için tüm psikologları ve psikoloji öğrencilerini Ankara'ya davet ediyoruz.
Son günlerde basında yer alan, Psikologlara yönelik hak ihlalleri haberleri, TODAP’lı psikologlar olarak, bizleri kaygılandırmaktadır. Meslektaşlarımızın maruz bırakıldığı olaylara ilişkin kaygı verici diğer bir husus da, geçtiğimiz iki ay içinde meydana gelen bu olayların, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı’na bağlı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) bünyesinde gerçekleşmiş olmasıdır. Yaşanan olayların sıklığı ve niteliği dikkate alındığında, SHÇEK bünyesinde psikologlara yönelik ayrımcı ve şiddet içerikli bir politika güdüldüğü ortaya çıkmaktadır
Hep birlikte neler yapabileceğimizi konuşabileceğimiz ve mesleki haklarımızı savunacağımız, farklılıklarımızla bir arada durabileceğimiz, kapsayıcı, demokratik bir derneğin temellerini yakın bir zaman içerisinde atıyoruz.
Uzunca bir süredir, yaşanan taciz ve tecavüz olaylarında yargının ve Adli Tıp Kurumu'nun kadınların ve çocukların mağduriyetini arttıracak yönde verdiği kararlara tanık olmaktayız. Tecavüz kendi başına bir suç iken, ceza kararı için beden ve ruh sağlığının kalıcı olarak bozulup/bozulmadığına ilişkin rapor istenmekte, üniversite hastanelerinden alınan raporlar “duygusal” oldukları gerekçesiyle kabul edilmemekte, süreç uzatılmakta ve failler salıverilmektedir. Bu durum taciz/tecavüze uğrayan kadınlar ve çocuklar kadar toplumun diğer kesimlerinde de onulmaz acılara yol açmakta, çaresizlik ve öfke duyguları yaratmakta, korku kültürünü beslemekte ve erkek egemen sistemin kadınlar üzerinde baskısını arttırarak devam etmesine yol açmaktadır.
İstanbul Üniversitesi'nde 24-25-26 Eylül'de düzenlenecek olan II. Eleştirel Psikoloji Sempozyumu'nun programı kesinleşmiştir. Sempozyuma Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği Girişimi olarak biz de katılacağız. Programı aşağıda bulabilirsiniz.
Sırrı Emrah Üçer'in TODAP oluşumuyla ilgili kaleme aldığı inceleme yazısını sizlerle paylaşıyoruz.
Psikologların meslek yasasına dair Sağlık Bakanlığı’yla yürütülen görüşmeler ve bu konudaki son gelişmeler hakkında Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği Girişimi olarak bir metin ve bir eylem planı oluşturmaya karar verdik.
TEKEL işçilerinin direnişi hızını kesmiyor. Toplumun, işçilerin talepleri ve direnişinin meşruiyetine olan inancı güçleniyor ve perçinleniyor. Bununla güçlenen işçiler, taleplerinde direniyor, geri adım atmayı reddediyor; onlar direndikçe daha fazla insan mücadele hattına daha da güveniyor.
Psikologlar Tekel işçileriyle dayanışıyor, onlarla dertleşiyor ve 24 saat onlarla birlikte nöbet tutuyor!
Cinsel Saglik Enstitusu Dernegi CISED ve genel baskani Cem Kece’nin, escinselligin tedavi edilebilir bir hastalik oldugunu iddia eden argumanlarinin yer aldigi roportajlar ve bu yonde yayinladigi kitaplar, toplum icerisinde ve cesitli kurumlarda hâlihazirda yerlesIk olan homofobiyi tetiklemekte, escinsellerin maruz kaldigi ayrimcilik pratiklerini güçlendirmektedir.
Türk Psikologlar Derneği ve Türk Psikoloji Öğrencileri Çalışma Grubu tarafından 22 Kasım Pazar günü Ankara’da, Meslek Yasası için düzenlenen eyleme Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği Girişimi olarak biz de destek veriyor ve katılıyoruz. Psikologlar olarak bir meslek yasamızın olmamasının, çalışma alanlarımız olan özel kurumlarda ve kamu kurumlarında, psikolojik hizmetler alanında görev yapan diğer meslek uzmanlarının karşısında bizi eşitsiz, haksız bir konuma koyduğunu biliyoruz.
Polis şiddeti hukuk ve adaletin korunması için değil, ezilenlerin kontrol edilmesi ve statükonun devamı için vardır. Toplumsal adaletsizliğin, eşitsizliklerin ve haksızlıkların yeşerdiği Türkiye’de, polisin güç ve yetkilerinin artırılması, özellikle toplumun sosyal, ekonomik ve kültürel acıdan ezilen kesimlerinin kontrol altına alınması, taleplerini dillendirmelerinin önlenmesi, eşitsizliklere karşı direniş güçlerinin ve iradelerinin kırılması için vardır. Polis, bu adaletsiz düzenden fayda sağlayan, güç ve iktidar sahibi azınlığın polisidir. Bu azınlık, ezilenlerin direnişini kontrol altına alabilmek kaygısıyla polisin elindeki yetkileri güçlendirmeye çalışmaktadır.