Olağanüstü Hal rejiminin gündelik hayatlarımızı etkileyen, hissedilen ve görünen pek çok yüzü var. Görünenler kadar yıkıcı bir görünmeyen yüzü OHAL'in kadınların hayatlarında yol açtığı tahribattır.
Aralarında TODAP Kadın Komisyonu'nun da bulunduğu kadın örgütlerinin çağrısıdır.
14-16 Ekim tarihlerinde Mersin'de düzenlenecek olan sempozyumun programına ve kayıt formuna buradan ulaşabilirsiniz.
V. Eleştirel Psikoloji Sempozyumu 14, 15, 16 Ekim'de Mersin'de yapılacaktır. Bildiri özeti çağrısını burada bulabilirsiniz.
Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği(TODAP) olarak düzenlediğimiz ve yürüteceğimiz, 3 modül olarak tasarladığımız "Ben ve Başkaları" temalı Barış Atölyeleri bu Pazar günü başlıyor.
LGBTİ dostu belediye olma sözü veren Kadıköy Belediyesi billboardlarında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Kadın ve LGBTİ örgütlerine yer verdi.
LGBTİ’lere yönelik nefreti kampanya haline getirmek, üzerinde “lezbiyenim, biseksüelim, transım” yazan bir görselin kaldırılması için başlatılan bir kampanyaya aracı olmak düşünce özgürlüğü değildir.
“Yurdunu sevmeliymiş insan, öyle diyor hep babam
Benim yurdum ikiye bölünmüş ortasından, hangi yarısını sevmeli insan?”
Hacettepe Üniversitesi'nde düzenlenecek olan ve konuşmacı olarak katılacağımız etkinliğin çağrısını aşağıda bulabilirsiniz.
Ege Üniversitesi Felsefe Bölümü tarafından düzenlenecek sempozyumun programını burada bulabilirsiniz.
28 Şubat Cumartesi günü saat 13:00’da, bu defa İBB’nin Saraçhane’deki başkanlık binası önünde olacağız.
Validebağ direniyor! Tüm İstanbul’u yaşamı, kentimizi ve demokratik haklarımızı savunmaya çağırıyoruz!
10-11 Ekim 2014 -
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu
23-26 Ağustos tarihleri arasında bölgeye giden TODAP ekibi ve hâlihazırda bölgede bulunan arkadaşlarımız tarafından paylaşılan gözlemleri sunuyoruz.
TODAP Kadın Komisyonu'nun da imzacıları arasında yer aldığı açıklamayı paylaşıyoruz.
Geçtiğimiz 10 yıl içerisinde psikiyatriye ve klinik psikoloji literatüründen pek çok kavram büyük bir hızla günlük hayatımızın bir parçası haline geldi. Öyle ki artık pek çok insan kendinin ya da çevresindekilerin depresif, manik depresif, şizofren, çok kişilikli, antisosyal veya en nihayetinde “deli” olduğuna ilişkin, kimi zaman şakayla karışık, çıkarımlarda bulunabiliyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Kadın ve Aile Sağlığı Merkezleri'nde çalışan 72 psikologdan 55'i 2010 yılının Ocak ayı itibariyle işten çıkarılmıştır. KASM'de çalışan psikolog arkadaşlarımız belediye tarafından bir taşeron firmanın altındaki başka bir taşeron firma tarafından iş güvenceleri olmadan istihdam edilmekteler.
Yaşasın örgütlü mücadelemiz!
Belediyede taşeronlaştırmaya son!
Belediyede, Tekel'de, her yerde direnen işçiler kazanacak!
Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Diyarbakır Belediyesi ve Bağlar Belediyesi tarafından 15-16 Eylül'de Diyarbakır, Sümerpark'ta düzenlenecek olan III. Eleştirel Psikoloji Sempozyumu'nun programı aşağıdadır.
Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP) olarak antikapitalist, antiseksist hatlar çerçevesinde psikologların özörgütünü oluşturma çabasındayız. 2008 yılının Eylül ayında Eleştirel Psikologlar ve Psikoloji Öğrencileri imzasıyla başladığımız bir araya gelme çabamıza bugün TODAP adıyla devam etmekteyiz. Yaptığımız çalışmalar üç eksen üzerine oturmayı hedeflemektedir. Belki de birbirinden kalın çizgilerle ayrılamayacak olan ve bir meslek örgütünün olmazsa olmazları olan bu üç ekseni ve bizim bu eksenlerde yaptığımız çalışmaları şöyle sıralayabiliriz.
Bizler psikologlar, psikoloji öğrencileri ve akademisyenler olarak toplumsal dayanışma ağında yerimizi almak, mesleki ve sosyal haklarımızı korumak, kendini politikadan, üretim ilişkilerinden ve sınıf mücadelelerinden azade gören geleneksel psikoloji anlayışı ile aramıza mesafe koyarak eleştirel ve toplumsal bir psikoloji pratiği yaratmak için TODAP olarak bir araya geldik.
Aşağıda ismi yazılı sendika ve meslek örgütlerinin* çağrıcısı olduğu 3 Nisan'da Ankara'da yapılacak olan güvenceli iş mitingine Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP) olarak biz de katılıyoruz. Çoğumuzun büyük bir sorunu olan güvencesiz ve esnek çalışmaya karşı birlikte yürümek için tüm psikologları ve psikoloji öğrencilerini Ankara'ya davet ediyoruz.
Sırrı Emrah Üçer'in TODAP oluşumuyla ilgili kaleme aldığı inceleme yazısını sizlerle paylaşıyoruz.
Büyükşehir belediyesinin geçtiğimiz seçimlerde başta AKP’nin oy kaynağı olmuş beldeler olmak üzere birçok beldede açtığı Kadın Aile Sağlığı merkezleri psikologların da meslek tarihleri boyunca basına yansıyan ilk direnişlerine tanıklık etti.
Bu metin, Türk Psikologlar Derneği’ni, kuruluş amaçlarına uygun şekilde, dernek üyeleriyle birlikte işleyen bir kollektife dönüştürmek amacıyla yapılmış tespit ve önerileri içermektedir.
Ben İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Kadın ve Aile Sağlığı merkezlerinin birinde 2008’in başından beri çalışıyorum. Bu merkezlerde ücretsiz olarak kadınlara sağlık hizmeti ve herkese yönelik psikolojik danışmanlık hizmeti veriliyor. Çalıştığım süre içerisinde yaşadığımız birçok sıkıntıdan birini sizlerle paylaşmak istiyorum. Sözleşmemize göre çalışılan ayı takip eden 20 gün içerisinde maaşlarımızın ödenmesi gerekiyor. Birkaç ay önce ayın 20si olmasına rağmen maaşlarımız ödenmedi ve bize de hiçbir açıklama yapılmadı. Bağlı olduğumuz taşeron şirkete bu durumda neler yapabileceğimizi sorduğumuzda yasal hakkımız çerçevesinde iş yavaşlatma (iş yerine gidip danışan görmeme) yapabileceğimizi söyledi. Bu hakkımızı kullanmak istediğimizi söylediğimizde ise bunun çok sert (!) bir tepki olacağını belirtti. Sonuç olarak, o ay iş yavaşlatma yapmadık ama bu durum tekrarlanırsa bu kez mutlaka yapacağımıza karar verdik. Pek de sürpriz olmayacak ki geçtiğimiz ay bu durum tekrarlandı. Merkezlerde çalışan doktor, hemşire, laborant ve eğitimci arkadaşlara (onlar başka bir taşeron firmaya bağlılar) maaşları ödenmesine rağmen psikologlara ve temizlik görevlilerine maaşlar ödenmedi.
Geçen sene yürürlüğe giren SSGSS yasasıyla birlikte sağlıkta yaşanan ticarileşme hızını artırdı, sağlık hizmetlerinin kamunun elinden alınamsı yönünde büyük bir adım atıldı. Bu yasa devlet hastanelerinde muayene ücretlerinin artırılması, kişilerden alınan katkı paylarının artırılması, ilaçlara ödenen ücretlerde devletin payının azaltılması, emeklilik yaşının artırılması gibi birçok saldırıyı içeriyordu. Uzun süredir sürdürülen sağlıkta ticarileştirme politikalarını n somutlaşmasıydı bu yasa.