Eleştirel Psikoloji Bülteni'nin Mayıs 2018'de yayımlanacak olan 8. sayısının dosya konusu, Ekim 2016'da gerçekleştirilen V. Eleştirel Psikoloji Sempozyumu'nun da ana teması olan Eleştirel Psikoloji ve Psikososyal Dayanışma olacaktır.
Üzülerek görüyoruz ki, bu açıklamalar, psikoloji alanındaki güncel bilimsel bilgilere dayanmayan, transfobik ve ayrımcı nitelikte açıklamalardır.
14-16 Ekim tarihlerinde Mersin'de düzenlenecek olan sempozyumun programına ve kayıt formuna buradan ulaşabilirsiniz.
Konuyla ilgili farkındalık ve kamuoyu yaratmak amacıyla, 17 Mayıs akşamı 21.00’da bir twitter eylemi gerçekleştireceğiz.
1. Gün: 2 Nisan 2016 Cumartesi / 10:30-17:30
2. Gün: 3 Nisan 2016 Pazar / 10:30-17:30
Aşağıda Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP) olarak 2015 yılının Ocak ayı ile Aralık ayı arasında yaptığımız işlerin listesini bulabilirsiniz.
LGBTİ BİREYLERE YÖNELİK HER TÜRLÜ AYRIMCILIĞI, ONUR YÜRÜYÜŞÜ'NÜN ENGELLENMESİNİ VE SOKAKTA UYGULANAN İŞKENCEYİ KINIYORUZ.
Gerçekleştirilmesi engellenen Onur Yürüyüşü öncesinde, polisin engellemek istemesine rağmen yaptığımız basın açıklamasının metinlerini burada bulabilirsiniz.
TODAP ve Lambdaistanbul Ruh Sağlığı Komisyonu olarak birlikte gerçekleştireceğimiz atölyeye hepinizi bekliyoruz.
Homofobik/transfobik kitaplara karşı başlattığımız imza kampanyasının metnini aşağıda, kampanya bağlantısını da burada bulabilirsiniz.
ODTÜ'de yapılan 3. buluşmanın raporunu burada bulabilirsiniz.
İkinci forumu 7 Mart 2015 Cumartesi günü İzmir’de, Türkan Saylan Alsancak Kültür Sanat Merkezi’nde düzenledik.
Bu durum açık bir şekilde, insan haklarının ve bunun yanı sıra bilimsel/ mesleki standartların ciddi ihlali anlamına gelmektedir.
Prof.Dr.Selçuk Candansayar ile yaptığımız Ruh Sağlığı Alanında LGBT Bireylerle Çalışmak konulu söyleşi notlarına buradan ulaşabilirsiniz.
Uludağ Üniversitesi Psikoloji Topluluğu tarafından düzenlenen "Psikoloji Neler Söylüyor?" etkinliğinin programını burada bulabilirsiniz.
Trans Erkeklerin Bilgi Edinme Hakkına TİB'den Gelen Sansür Blogun Zaferiyle Sonuçlandı.
14.05.2009 Persembe gunu, 4. Uluslararasi Homofobi Karsiti Bulusma bunyesinde, ODTU Kampusu Fizik Bolu P2 amfisinde gerceklestirilen Elestirel PsIkoloji Atolyesi oncesinde, ODTU Kampusu Eskisehir Yolu girisi olarak da bilinen A1 numarali girisinde, atolye yurutucusu arkadasimiz PsIkolog Yasemin Mert’e, ODTU Guvenlik Birligi tarafindan zorluk cikarilmis, arkadasimizin adi listede olmasina ragmen iceriye alinmamis, arkadasimizin hakli iceri girme talepleri karsisinda OGB’nin sert tavri artmis ve cikan arbedede arkadasimiz yaralanmistir. Saat 13.00 civarinda, atolye hazirlik calismalarini yapmak icin kampuse gelen arkadasimizdan, kampuse girebilmesi icin guvenlik gorevlileri tarafindan akademik yazi getirmesi gerektigi belirtilmis, arkadasimizin etkinligin akademik bir kuruma bagli olmadigini ve isminin kendilerine verilmis olmasi gerektigini belirtmesine ragmen, guvenlik gorevlileri isim listesini kontrol etmeden keyfi olarak girisine izin vermemislerdir. Bunun uzerine, kampuse girmek uzere olan bir arabaya binmek isteyen arkadasimiza guvenlik gorevlisi hizlica kapiyi carpmis ve bu esnada arkadasimizin eli yaralanmistir. Bunun uzerine sIkayette bulunacagini belirten arkadasimizin talebine ragmen jandarma bolgeye cagirilmamis ve suc duyurusunda bulunmak uzere arkadasimiz bizzat ODTU Jandarma Karakoluna gitmis ve gorevliler hakkinda suc duyurusunda bulunarak zabit tutturmustur. Daha sonra Adli Tip’tan rapor alan arkadasimiz, savciliga suc duyurusunda bulunacaktir.
İstanbul içerisinde hepimizin sayılı nefes alma yerlerinden biri olan Gezi Parkı'nın sermayenin talanına teslim edilmesinin ardından ağaçların kesilmesiyle başlayan protesto eylemleri ve direniş büyüyerek tüm Türkiye'ye yayıldı. Talepleri için sokağa çıkanlar, karşısında polisin oldukça sert müdahalesini buldu. Kararlı bir direniş ve dayanışma sonucunda Gezi Parkı'nın kapıları halka açıldı. Eylemler ve talepler burada bitmedi. Tüm Türkiye'de hükümet politikalarının ve artan devlet şiddetinin protesto edilmesine dönüşen eylemlere karşı uygulanan polis şiddeti ve yıldırma politikası sürmektedir. Her türlü basın açıklaması yapma ve toplanma özgürlüğünün askıya alındığı, taleplerin ve tepkilerin görmezden gelindiği, ciddi bedensel ve psikolojik yaralanmaların yaşandığı korkutucu bir süreç hükümet ve emniyet güçleri tarafından devam ettirilmektedir.
Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP) olarak antikapitalist, antiseksist hatlar çerçevesinde psikologların özörgütünü oluşturma çabasındayız. 2008 yılının Eylül ayında Eleştirel Psikologlar ve Psikoloji Öğrencileri imzasıyla başladığımız bir araya gelme çabamıza bugün TODAP adıyla devam etmekteyiz. Yaptığımız çalışmalar üç eksen üzerine oturmayı hedeflemektedir. Belki de birbirinden kalın çizgilerle ayrılamayacak olan ve bir meslek örgütünün olmazsa olmazları olan bu üç ekseni ve bizim bu eksenlerde yaptığımız çalışmaları şöyle sıralayabiliriz.
Aşağıda 2008'in Ekim ayı ile 2011'in Aralık ayı arasında Eleştirel Psikologlar ve Psikoloji Öğrencileri, Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği Girişimi ve Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP) olarak yaptığımız işlerin bir listesini bulabilirsiniz.
Sıkıldık; gerçekten sıkıldık! İstiyoruz ki, arzunun birbirinden yaratıcı formlarını konuşalım, cinselliği anlamak için daha fazla fikir üretelim; ama olmuyor, bırakmıyorlar. Aralarında psikoterapist olduğu iddiasındaki bazı kişilerin ve medyatik bir Psikiyatri profesörünün de bulunduğu bir grup, esasen birkaç cinsel yönelimden sadece biri olan eşcinselliği “hastalık” olarak nitelemek için her fırsatı kollamakta.
Homofobiye Karşı Ruh Sağlığı Girişimi, TODAP evsahipliğinde "HETEROSEKSÜEL OLMAYAN BİREYLERE TERÖPATİK YAKLAŞIMLAR" atölye çalışması gerçekleştirecek.
Sırrı Emrah Üçer'in TODAP oluşumuyla ilgili kaleme aldığı inceleme yazısını sizlerle paylaşıyoruz.
Cinsel Saglik Enstitusu Dernegi CISED ve genel baskani Cem Kece’nin, escinselligin tedavi edilebilir bir hastalik oldugunu iddia eden argumanlarinin yer aldigi roportajlar ve bu yonde yayinladigi kitaplar, toplum icerisinde ve cesitli kurumlarda hâlihazirda yerlesIk olan homofobiyi tetiklemekte, escinsellerin maruz kaldigi ayrimcilik pratiklerini güçlendirmektedir.
Psikoloji ve Psikiyartri yazını içerisinde eşcinsellik günümüzde ve geçmiş yıllarda terapi pratiğinde ve kuramsal çerçevede tartışılmaktadır. Bugün tüm dünyada yaygın olarak kullanılan Amerikan Psikiyatri Birliğinin 1952 yılında ilk defa hazırladığı DSM- Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı nın 4. Gözden geçirilmiş sayısında eşcinsellik bir davranış bozukluğu olarak kabul edilmemiştir. Eşcinselliğin DSM’den çıkarılması DSM 2’nin 1973 yılındaki 7. Basımında sosyal bilimler alanında ilk defa çalışmalar yapan Alfred Kinsey ve Evelyn Hooker’ın araştırmaları sonucunda gerçekleşebilmiştir. 1973 yılından sonra DSM 2’nin sonraki basımlarında ve DSM 3 ün 1987 deki basımına kadar olan basımlarında farklı isimlerle eşcinsellik yer almıştır. 1987’den günümüze kadarki davranışsal bozukluklar kategorilerinde eşcinsellik bir “hastalık” olarak yer almamıştır.