Bu rapor TODAP'ın Hatay’da deprem sonrasında, 12 Haziran – 4 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirdiği çalışma sonucundaki değerlendirmelerini, öneri ve taleplerini içermektedir.
Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP) olarak 5 farklı eksende yaptığımız çalışmalar ile hazırladığımız ve/veya dâhil olduğumuz bildiri, metin ve imza kampanyalarını aşağıda bulabilirsiniz.
Depremin etkilediği illere dair değerlendirmelerimizi, çıkardığımız bazı sonuçları ve orta-uzun vadeli önerilerimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz.
22-24 Ekim 2021 tarihlerinde çevrimiçi ortamda düzenlenen VII. Eleştirel Psikoloji Sempozyumunun bildiri özetleri Türkçe, Kürtçe ve İngilizce olarak yayınlandı.
Katılım formu: https://docs.google.com/forms/d/e/1FAIpQLSdZlAMQZMk_HCxmopMy7P4X7hLEmWWmHvK4fw_oQ_yQh4-9Hg/viewform
Gerek bu uygulama gerekse savaş ve baskı politikalarına karşı mücadele verenlerin yanında olduğumuzu bir daha ifade ediyor, dayanışma duygularımızı sunuyoruz.
Poyraz Ali Şahsında,
Hapishanelerde Anneleriyle Beraber Tutulan 0-6 Yaş Çocuklar ve Anneleri İçin Özgürlük Talep Ediyoruz.
17 Nisan Pazar, 10.00-17.30
17 Nisan Pazar, 10.00-17.30
Aşağıda Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP) olarak 2014 yılının Ocak ayı ile Aralık ayı arasında yaptığımız işlerin listesini bulabilirsiniz.
Aşağıda Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP) olarak 2013 yılının Ocak ayı ile Aralık ayı arasında yaptığımız işlerin listesini bulabilirsiniz.
Günlerce, haftalarca süren sokağa çıkma yasaklarıyla yüz binlerce insanın, tüm insan haklarının ihlal edildiği bir süreci yaşıyoruz.
Biz çocuk ve insan hakları örgütleri, sendikalar, meslek örgütleri, akademisyenler, sanatçılar, milletvekilleri, gazeteciler, kadın ve LGBTİ örgütleri, öğrenciler, sivil inisiyatifler, siyasi parti ve oluşumlar olarak ülkemizde 7 Haziran’dan bugüne devam eden çatışma ortamının acilen son bulmasını istiyoruz.
LGBTİ mahpusların tek tutulma hali devam etmektedir.
Hacettepe Üniversitesi'nde düzenlenecek olan ve konuşmacı olarak katılacağımız etkinliğin çağrısını aşağıda bulabilirsiniz.
Son olarak beşinci buluşmayı yine İstanbul’da gerçekleştirdik.
Psikoloji lisans eğitimini değerlendirmek, eksik yanlarını tartışmak ve bunlara yönelik öneriler getirmek üzere Mersin Üniversitesi’nde bir araya geldik.
ODTÜ'de yapılan 3. buluşmanın raporunu burada bulabilirsiniz.
Nitelikli Eğitim ve Çalışma Hakkımızdan Daha da Uzağa
Bu davada sadece şirket değil, devlet ve hükümet de sorumludur.
İkinci forumu 7 Mart 2015 Cumartesi günü İzmir’de, Türkan Saylan Alsancak Kültür Sanat Merkezi’nde düzenledik.
13 Aralık 2014'te İstanbul'da yapılan ilk buluşmanın raporunu burada bulabilirsiniz.
Bu durum açık bir şekilde, insan haklarının ve bunun yanı sıra bilimsel/ mesleki standartların ciddi ihlali anlamına gelmektedir.
Üyemiz Baran Gürsel'in Praksis dergisinde yayınlanan bir yazısını sizinle paylaşıyoruz.
Göçmenlere ve özellikle de kadınlara karşı devlet eliyle yürütülen bu ayrımcı politikalara bir an önce son verilmelidir.
Kız çocuklarının evlendirilmesine göz yummak, evlilik içi tecavüze uğramalarına seyirci kalmak demektir.
Lisans eğitiminin sorun ve ihtiyaçlarının, daha geniş katılımlarla ve daha üretici ortamlarda tartışılmasının anlamlı olacağını düşünüyoruz.
Psikolog ve psikolojik danışman arkadaşlarımıza bir açık toplantı çağrısı daha yapıyoruz.
Psikoz tanısı almış ya da alabilecek kişilerin durumunu tartışmak psikologlar ve psikoloji öğrencilerinin bu durum hakkında ne yapabileceği üzerine de düşünmeyi içeriyor.
Hem Işıklar Maden Ocağı’nda hem Ermenek Kömür Ocağı’nda denetlemeler 2 hafta önce yapılmıştır, peki nasıl madenler çalışmaya açılmıştır?
Onur Yaser & Hatice Can’larımız için Adalet Platformu'nun çağrısını paylaşıyoruz.
Boğaziçi Soma Dayanışması tarafından 24-25 Ekim'de düzenlenecek olan sempozyumun programını burada bulabilirsiniz.
28 Haziran-31 Ağustos tarihleri arasında Soma'da yürütülen çalışmanın raporunu aşağıda ve ekte bulabilirsiniz.
Kemal Gömi, ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü olduğu için hakkındaki raporlara ve defalarca basına yansıyan hastalığına rağmen infazı ertelenmiyor veya aftan yararlandırılmıyor.
Hayvan Koruma Kanunu'nda yapılması planlanan değişikliklerle ilgili TODAP üyeleri Özge Kanlı, Umut Şah ve Burcu Çolak tarafından yazılan metni aşağıda paylaşıyoruz.
Üyesi olduğumuz komite tarafından yapılan açıklamayı paylaşıyoruz.
Eş zamanlı olarak 12 şubat 12.30'da Ankara, İzmir, Diyarbakır, Mersin, İstanbul Ceza İnfaz Kurumları önünde yapılan basın açıklamasına buradan ulaşabilirsiniz.
F Tipinde Tecrit Bir İnsanlık Suçudur!
Kemal Gömi’nin Af Hakkı Tanınmalıdır!
Sen bize “ hiçbir şeyi unutamayız, herkes her şeyi hatırlamalı” dedin ya; biz de sana “ umudunu kaybetme, direncini düşürme, yalnız değilsin” demek istedik.
Gezi Parkı'nda düzenlenen ve insanların direnişten önce ve parkta neler hissettiğiyle ilgilenen atölyenin raporu Gezi Direnişi ve Eleştirel Psikoloji Çalıştayı'nda Eser Sandıkçı tarafından sunulmuştur.
Yeni mezun arkadaşlarımızın da aramıza katıldığı bu dönemde, biz psikologların tanımsız ve güvencesiz koşullarda çalıştığı alanlardan biri olan psikoteknik değerlendirmede yaşanan bazı sorunlardan bahsetmek faydalı olacaktır.
Geçtiğimiz 10 yıl içerisinde psikiyatriye ve klinik psikoloji literatüründen pek çok kavram büyük bir hızla günlük hayatımızın bir parçası haline geldi. Öyle ki artık pek çok insan kendinin ya da çevresindekilerin depresif, manik depresif, şizofren, çok kişilikli, antisosyal veya en nihayetinde “deli” olduğuna ilişkin, kimi zaman şakayla karışık, çıkarımlarda bulunabiliyor.
Bizler 28 Mart 2006, 14 Temmuz, 20 Ekim 2008 ve farklı tarihlerde
14.05.2009 Persembe gunu, 4. Uluslararasi Homofobi Karsiti Bulusma bunyesinde, ODTU Kampusu Fizik Bolu P2 amfisinde gerceklestirilen Elestirel PsIkoloji Atolyesi oncesinde, ODTU Kampusu Eskisehir Yolu girisi olarak da bilinen A1 numarali girisinde, atolye yurutucusu arkadasimiz PsIkolog Yasemin Mert’e, ODTU Guvenlik Birligi tarafindan zorluk cikarilmis, arkadasimizin adi listede olmasina ragmen iceriye alinmamis, arkadasimizin hakli iceri girme talepleri karsisinda OGB’nin sert tavri artmis ve cikan arbedede arkadasimiz yaralanmistir. Saat 13.00 civarinda, atolye hazirlik calismalarini yapmak icin kampuse gelen arkadasimizdan, kampuse girebilmesi icin guvenlik gorevlileri tarafindan akademik yazi getirmesi gerektigi belirtilmis, arkadasimizin etkinligin akademik bir kuruma bagli olmadigini ve isminin kendilerine verilmis olmasi gerektigini belirtmesine ragmen, guvenlik gorevlileri isim listesini kontrol etmeden keyfi olarak girisine izin vermemislerdir. Bunun uzerine, kampuse girmek uzere olan bir arabaya binmek isteyen arkadasimiza guvenlik gorevlisi hizlica kapiyi carpmis ve bu esnada arkadasimizin eli yaralanmistir. Bunun uzerine sIkayette bulunacagini belirten arkadasimizin talebine ragmen jandarma bolgeye cagirilmamis ve suc duyurusunda bulunmak uzere arkadasimiz bizzat ODTU Jandarma Karakoluna gitmis ve gorevliler hakkinda suc duyurusunda bulunarak zabit tutturmustur. Daha sonra Adli Tip’tan rapor alan arkadasimiz, savciliga suc duyurusunda bulunacaktir.
Psikologlar ve psikoloji öğrencileri olarak güvenceli çalışma ve meslek hakkımızı savunmak için sokağa çıkıyoruz!
14 Mayıs'ta Ankara'da* ve 18 Mayıs'ta İstabul'da** yaptığımız basın açıklamalarının metinlerini aşağıda bulabilirsiniz.
14 Mayıs'ta TBMM'nin önünde Meslek Yasası talebiyle yaptığımız basın açıklamasından sonra aşağıda bulabileceğiniz ve Derneğin Tanıtımını, Kanun Değişikliği Önerimizi, Meslek Yasası Gerekçelendirmemizi, Meslek Yasası Önerimizi ve Hak İhalleri Anketi Raporunu içeren DOSYA ile milletvekilleriyle görüşmeler yapılmış, meslek yasası talebiyle toplanan 1780 imza meclise teslim edilmiştir.
Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP) olarak, psikologların alanda çalışırken ne tür hak ihlallerine maruz kaldığını tespit etmek ve bu ihlalleri görünür kılmak amacıyla Mayıs 2010- Mart 2011 tarihleri arasında yürüttüğümüz Psikologların Çalışma Yaşamında Karşılaştıkları Hak İhlalleri Anketi çalışmasının sonuç raporunu sizlere sunmaktayız.
Psikologların alanda çalışırken ne tür hak ihlallerine maruz kaldığını tespit etmek ve bu ihlalleri görünür kılmak amacıyla Mayıs 2010- Mart 2011 tarihleri arasında yürüttüğümüz Psikologların Çalışma Yaşamında Karşılaştıkları Hak İhlalleri Anketi çalışmasının Sonuç Raporuna aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
Olup biten ortada, liberal demokrasi göçmen sorununu, dolayısıyla ırkçılığı, deliliğe havale ediyor ve kendini modern dünyanın iktidarı olarak yeniden kuruyor. Yırtabiliyor mu? Muamma...
Ulusal Ruh Sağlığı Eylem Planı geçtiğimiz ay Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın katıldığı bir toplantı ile basına ve kamuoyuna açıklandı. Deprem gündemi ve yapılan çalışmalar gündemimizi öncelikli olarak meşgul etmiş olsa da, insan eliyle yaratılan travmanın boyutları ve psiko-sosyal destek çalışmalarının durumu bize bir kez daha ruh sağlığının önemini ve bu alanda toplum temelli bir perspektif geliştirme gerekliliğini hatırlattı.
Son günlerde basında yer alan, Psikologlara yönelik hak ihlalleri haberleri, TODAP’lı psikologlar olarak, bizleri kaygılandırmaktadır. Meslektaşlarımızın maruz bırakıldığı olaylara ilişkin kaygı verici diğer bir husus da, geçtiğimiz iki ay içinde meydana gelen bu olayların, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı’na bağlı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) bünyesinde gerçekleşmiş olmasıdır. Yaşanan olayların sıklığı ve niteliği dikkate alındığında, SHÇEK bünyesinde psikologlara yönelik ayrımcı ve şiddet içerikli bir politika güdüldüğü ortaya çıkmaktadır
Psikologlara, Psikolojik Danışmanlara, Psikiyatristlere, Psikiyatri Hemşirelerine, Sosyal Hizmet Uzmanlarına, Öğrencilere ve Kamuoyuna Çağrımızdır.
16 Ocak Pazar günü Taksim'de Meslek Hakkı Platformu tarafından gerçekleştirilen basın açıklamasının metni aşağıdadır.
Uzunca bir süredir, yaşanan taciz ve tecavüz olaylarında yargının ve Adli Tıp Kurumu'nun kadınların ve çocukların mağduriyetini arttıracak yönde verdiği kararlara tanık olmaktayız. Tecavüz kendi başına bir suç iken, ceza kararı için beden ve ruh sağlığının kalıcı olarak bozulup/bozulmadığına ilişkin rapor istenmekte, üniversite hastanelerinden alınan raporlar “duygusal” oldukları gerekçesiyle kabul edilmemekte, süreç uzatılmakta ve failler salıverilmektedir. Bu durum taciz/tecavüze uğrayan kadınlar ve çocuklar kadar toplumun diğer kesimlerinde de onulmaz acılara yol açmakta, çaresizlik ve öfke duyguları yaratmakta, korku kültürünü beslemekte ve erkek egemen sistemin kadınlar üzerinde baskısını arttırarak devam etmesine yol açmaktadır.
İstanbul Üniversitesi'nde 24-25-26 Eylül'de düzenlenecek olan II. Eleştirel Psikoloji Sempozyumu'nun programı kesinleşmiştir. Sempozyuma Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği Girişimi olarak biz de katılacağız. Programı aşağıda bulabilirsiniz.
Sırrı Emrah Üçer'in TODAP oluşumuyla ilgili kaleme aldığı inceleme yazısını sizlerle paylaşıyoruz.
Türkiye Psikiyatri Derneği’nin 25.12.2009 tarihinde Mersin İl Sağlık Müdürlüğü’ne yaptığı başvuruyla psikolojik danışmanlık merkezi adı altında faaliyet gösteren merkezlerde “tıp fakültesi mezunu olamadıkları halde hasta muayenesi ve tedavisi” yapıldığı gerekçesiyle bu merkezlerin kapatılması talebinde bulunduğunu görüyoruz.
Büyükşehir belediyesinin geçtiğimiz seçimlerde başta AKP’nin oy kaynağı olmuş beldeler olmak üzere birçok beldede açtığı Kadın Aile Sağlığı merkezleri psikologların da meslek tarihleri boyunca basına yansıyan ilk direnişlerine tanıklık etti.
Testlere başlar başlamaz, bir takım insanlar odama gelmeye başladı. İlk gelen Rıza diye bir tip. Takım elbiseli, sırıtkan.
Ben İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Kadın ve Aile Sağlığı merkezlerinin birinde 2008’in başından beri çalışıyorum. Bu merkezlerde ücretsiz olarak kadınlara sağlık hizmeti ve herkese yönelik psikolojik danışmanlık hizmeti veriliyor. Çalıştığım süre içerisinde yaşadığımız birçok sıkıntıdan birini sizlerle paylaşmak istiyorum. Sözleşmemize göre çalışılan ayı takip eden 20 gün içerisinde maaşlarımızın ödenmesi gerekiyor. Birkaç ay önce ayın 20si olmasına rağmen maaşlarımız ödenmedi ve bize de hiçbir açıklama yapılmadı. Bağlı olduğumuz taşeron şirkete bu durumda neler yapabileceğimizi sorduğumuzda yasal hakkımız çerçevesinde iş yavaşlatma (iş yerine gidip danışan görmeme) yapabileceğimizi söyledi. Bu hakkımızı kullanmak istediğimizi söylediğimizde ise bunun çok sert (!) bir tepki olacağını belirtti. Sonuç olarak, o ay iş yavaşlatma yapmadık ama bu durum tekrarlanırsa bu kez mutlaka yapacağımıza karar verdik. Pek de sürpriz olmayacak ki geçtiğimiz ay bu durum tekrarlandı. Merkezlerde çalışan doktor, hemşire, laborant ve eğitimci arkadaşlara (onlar başka bir taşeron firmaya bağlılar) maaşları ödenmesine rağmen psikologlara ve temizlik görevlilerine maaşlar ödenmedi.
Polis şiddeti hukuk ve adaletin korunması için değil, ezilenlerin kontrol edilmesi ve statükonun devamı için vardır. Toplumsal adaletsizliğin, eşitsizliklerin ve haksızlıkların yeşerdiği Türkiye’de, polisin güç ve yetkilerinin artırılması, özellikle toplumun sosyal, ekonomik ve kültürel acıdan ezilen kesimlerinin kontrol altına alınması, taleplerini dillendirmelerinin önlenmesi, eşitsizliklere karşı direniş güçlerinin ve iradelerinin kırılması için vardır. Polis, bu adaletsiz düzenden fayda sağlayan, güç ve iktidar sahibi azınlığın polisidir. Bu azınlık, ezilenlerin direnişini kontrol altına alabilmek kaygısıyla polisin elindeki yetkileri güçlendirmeye çalışmaktadır.