Bu rapor TODAP'ın Hatay’da deprem sonrasında, 12 Haziran – 4 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirdiği çalışma sonucundaki değerlendirmelerini, öneri ve taleplerini içermektedir.
Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP) olarak 5 farklı eksende yaptığımız çalışmalar ile hazırladığımız ve/veya dâhil olduğumuz bildiri, metin ve imza kampanyalarını aşağıda bulabilirsiniz.
"Toplumsal Travmanın Dinamiklerinden Güçlenmenin Olanaklarına: Eleştirel Psikolojik Pencereden Yıkım" başlığı altında kolektif travmayı konuşacağız.
Psikologlar ve psikoloji öğrencileri olarak biz de 1 Mayıs’ta, bulunduğumuz şehirlerde 1 Mayıs alanlarında olacağız.
Nefret ve çatışma ikliminin giderek arttığı ülkemizde de, son bir buçuk yılda 24 terör saldırısı yaşandı.
Bu yasa tasarısını kabul etmiyor, hükümetten tasarıyı derhal geri çekmesini talep ediyoruz.
14-16 Ekim tarihlerinde Mersin'de düzenlenecek olan sempozyumun programına ve kayıt formuna buradan ulaşabilirsiniz.
Herkesi darbelere ve her tür anti-demokratik uygulamaya karşı çıkmaya, dayanışmacı bir mücadeleye çağırıyoruz.
Tutuklulukların son bulması, adalet ve barış talebimizde ısrarcıyız.
Kaygılıyız, üzüntülüyüz, öfkeliyiz; ama yaşamdan ve barıştan yana durmaktan vazgeçmeyeceğimizi söylemeye devam ediyoruz.
V. Eleştirel Psikoloji Sempozyumu 14, 15, 16 Ekim'de Mersin'de yapılacaktır. Bildiri özeti çağrısını burada bulabilirsiniz.
İhtiyaç duyanlar ve destek almak isteyenler için çalışmalarımızın halen sürdüğünü ve yönlendirmelerin devam ettiğini bildirmek isteriz.
Kaygılıyız, üzüntülüyüz, öfkeliyiz; ama yaşamdan ve barıştan yana durmaktan vazgeçmeyeceğiz.
Psikoloji ve psikiyatrinin kadına ve travmaya bakışı da tarihselliği içinde ele alınmalı elbette. Eğer Vietnam Savaşı’nın sonlarında gelişen savaş karşıtı hareket olmasaydı, savaşan “kahraman” erkeklerin savaş nedeniyle psikolojilerinin bozulabileceği düşünülemezdi dahi.
Aşağıda Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP) olarak 2015 yılının Ocak ayı ile Aralık ayı arasında yaptığımız işlerin listesini bulabilirsiniz.
Günlerce, haftalarca süren sokağa çıkma yasaklarıyla yüz binlerce insanın, tüm insan haklarının ihlal edildiği bir süreci yaşıyoruz.
Lambdaistanbul Ruh Sağlığı Komisyonu ve TODAP ortak etkinliği olarak yapılacak atölyenin duyurusunu burada bulabilirsiniz.
“Yurdunu sevmeliymiş insan, öyle diyor hep babam
Benim yurdum ikiye bölünmüş ortasından, hangi yarısını sevmeli insan?”
Biz çocuk ve insan hakları örgütleri, sendikalar, meslek örgütleri, akademisyenler, sanatçılar, milletvekilleri, gazeteciler, kadın ve LGBTİ örgütleri, öğrenciler, sivil inisiyatifler, siyasi parti ve oluşumlar olarak ülkemizde 7 Haziran’dan bugüne devam eden çatışma ortamının acilen son bulmasını istiyoruz.
Hacettepe Üniversitesi'nde düzenlenecek olan ve konuşmacı olarak katılacağımız etkinliğin çağrısını aşağıda bulabilirsiniz.
Çocukların tüm bu travmaları nasıl deneyimledikleri ve onlara nasıl yardımcı olunabileceği biz yetişkinlerin bir diğer sorumluluk alanıdır.
Bu dayanışmanın bir parçası olarak, fiziksel ve psikolojik yaralarımızı sarmanının dayanışmasını da göstermek önemlidir.
Ev ve kurum ziyaretleri yapmayı, kişileri ruhsal travma ve sonrası oluşabilecekler ile ilgili bilgilendirmeyi, bireysel ve grup psikoterapileri hizmeti sunmayı planlıyoruz.
Mülteci çocukların eğitim hakkı bir lütuf değil, devletlerin yükümlülüğüdür.
Barıştan yana taraf olanların sesinin daha çok çıkması başka insanların, çocukların ölmemesi için şarttır.
“Suruç Psikososyal Dayanışma Ağı” nı oluşturduklarını sizlerle paylaşmak için toplanmış bulunuyoruz.
Gerçekleştirilmesi engellenen Onur Yürüyüşü öncesinde, polisin engellemek istemesine rağmen yaptığımız basın açıklamasının metinlerini burada bulabilirsiniz.
Tüm ruh sağlığı çalışanlarını ve öğrencilerini 28 Haziran'da 13. İstanbul Onur Yürüyüşü öncesinde gerçekleştireceğimiz basın açıklamasına davet ediyoruz.
Yaşanan vahşetin güç ilişkileri, ataerki ile ilişkisi göz ardı edilerek, erkeklerde bulunan bir bozukluk ve sapkınlıkla açıklanmaya çalışılmasını reddediyoruz.
Bu durum açık bir şekilde, insan haklarının ve bunun yanı sıra bilimsel/ mesleki standartların ciddi ihlali anlamına gelmektedir.
Kız çocuklarının evlendirilmesine göz yummak, evlilik içi tecavüze uğramalarına seyirci kalmak demektir.
Onur Yaser & Hatice Can’larımız için Adalet Platformu'nun çağrısını paylaşıyoruz.
26-27-28 Eylül tarihlerinde ODTÜ'de düzenlenecek olan IV. Eleştirel Psikoloji Sempozyumu'nun programını burada bulabilirsiniz.
TODAP Kadın Komisyonu'nun da imzacıları arasında yer aldığı açıklamayı paylaşıyoruz.
İyileşmenin ancak ve ancak hakikatin ortaya çıkarılması, adaletin sağlanması ve benzer olayların gelecekte gerçekleşmemesi için gerekli adımların atılmasıyla mümkün olacağına inanıyoruz.
Aşağıda Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP) olarak 2012 yılının Ocak ayı ile Aralık ayı arasında yaptığımız işlerin listesini bulabilirsiniz.
Derneğimiz üyelerinden İpek Demirok, Ayten Deniz Tepeli ve Büşra Yalçınöz tarafından kaleme alınmış ve Teorik Bakış dergisinin Eylül 2013 sayısında yayımlanmış "Bağzı" Psikoloji Söylemlerine Gezi'den Bir Bakış yazısını burada bulabilirsiniz.
Ulaş Başar Gezgin'in 27 Haziran 2013'te Bianet.org'da yayınlanan "Gezi'nin Psikolojisini Anlamak: İçeriden ve Dışarıdan Bakışlar" adlı yazısını aşağıda paylaşıyoruz.
Aşağıda, Bilgi Üniversitesi Travma Çalışmaları Sertifika Programı üzerine Güneş Sevinç ve Baran Gürsel tarafından yazılmış Psikopolitik Bir Araç Olarak Travma ve Uzmanlaşma; buna cevaben Murat Paker tarafından yazılmış Ezber, Önyargı ve Hakareti Eleştiri Sanmak; Murat Paker'in bu metni üzerine Güneş Sevinç ve Baran Gürsel tarafından yazılmış Murat Paker'in Argümanlarına Dair başlıklı yazıları aşağıda sizinle paylaşıyoruz.
TODAP çeviri ekibi tarafından Türkçe'ye kazandırılan ve Ayrıntı Yayınları tarafından basılan Eleştirel Psikoloji kitabının yazar ve editörlerinden ve bu akımın önemli isimlerinden biri olan aktivist, yazar ve akademisyen Dennis Fox III. Eleştirel Psikoloji Sempozyumu için Türkiye'ye geliyor.
Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Diyarbakır Belediyesi ve Bağlar Belediyesi tarafından 15-16 Eylül'de Diyarbakır, Sümerpark'ta düzenlenecek olan III. Eleştirel Psikoloji Sempozyumu'nun programı aşağıdadır.
12 Eylül darbesinden sonraki 30 yıllık süreçte toplumun hatırı sayılır bir bölümü devlet eliyle yaratılan sistematik baskılara maruz kaldı ve tüm toplum, faili meçhul cinayetler, yargısız infazlar, zorunlu göç ve işkencelere tanıklık etti. Bu travmatik süreçler gündelik hayatın giderek zorlaşmasına, düşünce ve ifade özgürlüğünün baskılanmasına neden olduğu gibi, geleceğe dair tasarımların silinmesine, barış ve güvenlik içinde bir hayat yaşamanın mümkün olduğuna dair umudun giderek zayıflamasına yol açtı. "Toplumsal yas ve travma hali" olarak tarif edilebilecek bu tablo, hayata tutunma çabasına ket vurdu, örgütlenme ve politik eylemlere yabancılaşmayı da beraberinde getirdi.
Ulusal Ruh Sağlığı Eylem Planı geçtiğimiz ay Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın katıldığı bir toplantı ile basına ve kamuoyuna açıklandı. Deprem gündemi ve yapılan çalışmalar gündemimizi öncelikli olarak meşgul etmiş olsa da, insan eliyle yaratılan travmanın boyutları ve psiko-sosyal destek çalışmalarının durumu bize bir kez daha ruh sağlığının önemini ve bu alanda toplum temelli bir perspektif geliştirme gerekliliğini hatırlattı.
Aşağıda 2008'in Ekim ayı ile 2011'in Aralık ayı arasında Eleştirel Psikologlar ve Psikoloji Öğrencileri, Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği Girişimi ve Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP) olarak yaptığımız işlerin bir listesini bulabilirsiniz.
Plato ve Aristoteles’in muhtemelen felsefe konuşuyor oldukları o ünlü agora resmini çoğunuz hatırlarsınız herhalde. O zamanlar akademide dersler yürüyerek yapılır ve özgür düşünce teşvik edilirmiş.Bizler de, her daim psikoloji öğrencileri olarak çalışmalarımızı, düşüncelerimizi ve eleştirilerimizi paylaşmak, birbirimizin fikirlerinden ve sorularından yararlanmak için, Açıkhava toplantıları düzenlemeye başlıyoruz.
Vicdani Retçi Enver Aydemir 24 Aralık 2009 tarihinde gözaltına alındıktan sonra Maltepe Askeri Cezaevinde işkenceye maruz kalmış ve daha sonra Emre İtaatsizlikte Israr ve Firar suçlarından 5 ayrı davada yargılanmıştır. Yargılamasının yapıldığı Eskişehir’de, duruşma sonrası yapılan basın açıklamasından dolayı Halil Savda (Yazar), Mehmet Atak (Oyuncu-yönetmen), Fahri Fatih Tezcan (Yazar), Ahmet Aydemir (Enver Aydemir'in Babası) ve Davut Erkan (Avukat) hakkında Halkı Askerlikten Soğutacak propaganda yaptıkları gerekçesiyle (TCK 318. Madde) iddianame hazırlanmış ve 5 kişi hakkında dava açılmıştır. Davanın ilk duruşması 21 Nisan 2011 Perşembe günü saat 09:30’da Eskişehir 4. Sulh Ceza Mahkemesinde görülecektir.
Bizler psikologlar, psikoloji öğrencileri ve akademisyenler olarak toplumsal dayanışma ağında yerimizi almak, mesleki ve sosyal haklarımızı korumak, kendini politikadan, üretim ilişkilerinden ve sınıf mücadelelerinden azade gören geleneksel psikoloji anlayışı ile aramıza mesafe koyarak eleştirel ve toplumsal bir psikoloji pratiği yaratmak için TODAP olarak bir araya geldik.
Uzunca bir süredir, yaşanan taciz ve tecavüz olaylarında yargının ve Adli Tıp Kurumu'nun kadınların ve çocukların mağduriyetini arttıracak yönde verdiği kararlara tanık olmaktayız. Tecavüz kendi başına bir suç iken, ceza kararı için beden ve ruh sağlığının kalıcı olarak bozulup/bozulmadığına ilişkin rapor istenmekte, üniversite hastanelerinden alınan raporlar “duygusal” oldukları gerekçesiyle kabul edilmemekte, süreç uzatılmakta ve failler salıverilmektedir. Bu durum taciz/tecavüze uğrayan kadınlar ve çocuklar kadar toplumun diğer kesimlerinde de onulmaz acılara yol açmakta, çaresizlik ve öfke duyguları yaratmakta, korku kültürünü beslemekte ve erkek egemen sistemin kadınlar üzerinde baskısını arttırarak devam etmesine yol açmaktadır.
İstanbul Üniversitesi'nde 24-25-26 Eylül'de düzenlenecek olan II. Eleştirel Psikoloji Sempozyumu'nun programı kesinleşmiştir. Sempozyuma Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği Girişimi olarak biz de katılacağız. Programı aşağıda bulabilirsiniz.
14 Mayıs Cuma günü, Mersin İnsan Hakları Derneği önünden Taş Bina'ya kadar siyasi partiler ve sendikaların da desteği ile, İHD ve TODAP olarak 80 kişinin katıldığı bir yürüyüş düzenledik. Ardından bir basın açıklaması yaptık.
Anormal ve Klinik psikoloji ile ilgili bu yazıda, psikolojik teşhislerin ve müdahale şekillerinin adil olmayan sosyal durumları nasıl pekiştirdiğine; ve beyaz, orta sınıf Kuzey Amerika’lılardan yola çıkılarak varılan normların diğer topluluklara nasıl dayatıldığına değinilecek. Aynı zamanda “İyi hayat” ve “İyi toplum” nosyonlarına yaslanarak bireyselliğin, bir kurtuluşmuş gibi sunulması da aynı eleştirel çizgide ele alınacaktır.
TEKEL işçilerinin direnişi hızını kesmiyor. Toplumun, işçilerin talepleri ve direnişinin meşruiyetine olan inancı güçleniyor ve perçinleniyor. Bununla güçlenen işçiler, taleplerinde direniyor, geri adım atmayı reddediyor; onlar direndikçe daha fazla insan mücadele hattına daha da güveniyor.
Özel Eğitim Kurumları’nda çalışan psikologlar MEB’in 27 Mart tarihli genelgesiyle bu alanda önemli bir hak kaybı yaşadı. Yeni genelge psikologları engellilerin eğitiminde ve rehabilitasyonunda zorunlu meslek personeli olmaktan çıkararak çok sayıda psikoloğun işsiz kalmasına neden oldu. Mesleki haklarımızı geri almak için TPD öncülüğünde bir imza kampanyası başlatıldı, basın açıklaması ve yürüyüş düzenlendi. Fakat psikologların alandaki yeri ile ilgili belirsizlik devam ediyor. Tüm bu gelişmeleri bu alanda çalışanlarla birlikte yorumlamak, alanda çalışanların deneyimlerinden yararlanmak ve yapılabilecekleri konuşmak için özel eğitim öğretmeni Burcu Gezgin, uzman psikolojik danışman Ertan Görgü ve psikolog İlham Khalilov’un katılımıyla bir söyleşi düzenledik.
İnsanı anlama çabasının beni getirip bıraktığı kıyının hangi kara parçasına ait olduğunu anlamaya çalışırken elime bir kitap geçti. Kitabın adı “Politik Psikolojinin Cinleri”. Kitap, yazarın değişik yerlerde ve zamanlarda yazdığı beş makaleden oluşuyor.